28 Nisan 2014 Pazartesi

Derin Mavi Gözler

Görsel netten alıntıdır-Bay Niko'un bakışına inanılmaz benzerliği sebebiyle eklenmiştir

Kanser hastasıydı..
En yakın arkadaşımın babasıydı.
Yunanlı ve hristiyandı.
bahçelerinde kaç kez kahve içtik kaç kez sohbet ettik bilinmez.Yaşı oldukça ilerlemiş yol almıştı..ömründe neleri görmüş neleri yaşamış bilmiyordum.
Arkadaşımın anlattıkları kadarını biliyordum.
Seksene merdiven dayamış olmasına rağmen hala çok yakışıklıydı,gülen mavi gözleri vardı..
Aylar geçrikçe sağlık durumu şiddetlendi..Hızlıca gitmeyi isteyen birileri gibiydi hastalığı.
Alelacele ve bir an önce gitmek içindi sanki yaşadıkları.
Kan şekeri dayanamadı,kanser ilerledi,bir kaç kez bahçede düştü..
Yaptığı tek şey bahçeyi temizlemek ayrık otları yolmak ve kapı önünü süpürmekti..
Eline bir fincan kahve verilip yanımıza otururdu,ne zamandır gittiğimde kendimi tekrar tekrar tanıştırmak hatırlatmak zorunda kalıyordum..
Gözleri hala gülüyordu..

Bir süre sonra yatağa yattı..kalkmamak üzere..
Doktorlara gidişler doktorun ev ziyaretlerine dönüştü kısaca..
Seksene merdiven dayamıştı..kızına hayatından kesitler anlatmak bunları kaleme almasını istediğini söylemişti..

Son zamanlarda bahçeye çıkamaz oldu..
Yatağının başına gidip elini tutuyor alnını okşuyordum..
Niko bey,benim Sevgi..Efi'nin arkadaşı Bahar'ın annesi..
Hatırlıyor musun beni?
Başını hafif hafif öne doğru sallamaya çalışıyor hatırlıyorum demek istiyordu..
Elimi sıkı sıkı sıkıyordu parmakları..
Derin derin gözlerimin içine atlıyordu göz bebekleri..
Anasız babasız kalmış savaştan kaçan aç susuz çocuklar gibi saldırıyordu gözlerime göz bebekleri..
Bana yardım et,bana yol göster imdat çağrısını parmaklarımı parmaklarıyla sıktıkça duyuruyordu kalbime..

Bana yardım et mi diyordu yoksa bildiğini anlat yoksa gerçeğini gerçeğime bırak mı demek istiyordu bilemedim bir süre sonra..
Bana derin derin bakan bu mavi gözler mezara yaklaştığını o son basamağın ne olduğunu nereye gidileceğini tam bilmiyor olabilirdi veya..tam olarak ne olduğunu biliyor da olabilirdi..

Beni kurtar der gibiydi her hali..parmaklarımı sıkı sıkı tutuşu..
Bunlar kaldım aklımda kalbimde içimde hayatımda satırlarımda burada ve sizde...


Balkonda kahvemizi içerken arkadaşımın telaşı ve endişesi her halinden belliydi..o gece bizde kalacaktı.
Geç saatlere kadar babasını konuştuk,babasının ona anlattıklarını kaleme aldıklarından bahsetti uzun uzun..

Geriye bir şeyler bırakmak istediği için yazdırmış olabilir dedim.
Belki,dedi..
Sabaha çıkamaya bilir,anne ve babalarımız yaşlanıyor,onları kaybedeceğimizi kabullenmek lazım belki de yavaş yavaş..
Yavaş yavaş bu gerçek içimizde yer edip hazır olda durmak lazım belki de dedim..
Annesi defalarca aradı..
Kulağından kan geldiğini haber verdi..
Arkadaşım şoktaydı,eli kolu bağlıydı,korkuyordu..


Uykuya yattık,kalbimizi ölüm haberine,ölümü bildirecek telefon çalışına hazırlayarak.
İki gün sonra ölüm haberi geldi..

Evlerine gittiğimde herkes ağlıyordu..
Cenaze merasimi için hazırlıkları yapacak olan şirket görevlileri aile yakınlarını evden çıkarttılar..
Giyeceği kostümü için ölçüler mi alınacaktı yahut cenazeyi mi hazırlayacaklardı tam olarak ne yapılacaktı bilemiyorum..
Herkes ağlıyordu..

Bense ellerimi sımsıkı saran parmakların çağrısında o derin bakan mavi gözbebeklerinin saldırısında tıkanıp kalmıştım..

Diyebilir miydim ona bir La İlahe İllallah de Niko bey..
Bir La İlahe İllallah de..

Diyebilir miydim..bilmiyordum..hiç yalnız hiç başbaşa kalamadık..Belki de denerdim ne bileyim..
Deseydim değişirdi belki..değişir miydi..

Nereye gitti..
Acaba Sevgi'nin Rabbine inandım demiş midir ölüm meleğine..
Firavun'un son nefesinde Musa'nın Rabbine  inandım dediği gibi..
Allah'a inandım iman ettim diyerek gitmiş midir bu dünyadan yoksa can çıktığı gibi beden kafesinden bir cehennem çukuruna mı yuvarlandı..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

GiSi Tasarım-YENİ TASARIM


Yeteneğin ve özenin bir araya gelip muhteşem tatların meydana gelmesi bunun yanısıra muhteşem tatları hazırlama ve sunma aşamalarında dahi göze gönüle hitap eden güzel bir mutfak tasarımcı ve kardeşimin sitesini yenileme mutluluğuna mazhar oldum..

GiSi adıyla gönlümüze yer etmiş olan Gizem kardeşimin yeni görünümünü büyük bir keyif ve zevkle hazırladık..ben size muhteşem tarifleri ve diktikleri var desem de bunların hiç biri yeterli gelmez maşaAllah kardeşim için..resim çekme yeteneğini de birleştirerek karşı konulmaz güzelliklerin üreticisidir kendisi aynı zamanda..

GiSi TASARIM'ı canlı olarak görmek için:GiSi TASARIM 

Size özel tasarım siparişleriniz için degmesinyagliboya@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz bundan önce fikir almak için blogumun alt kısmında bulunan SEÇİM-BİLGİ bölümlerine de göz atmanızı tavsiye ediyorum dostlar..

Hayırlı uğurlu bereketli olmasını diliyorum kardeşime..
En sıcak dualarım ve sevgilerimi gönderiyorum..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

27 Nisan 2014 Pazar

Örgü Top Yapalım-Kimin Nasibiyse Artık :)


Eskiden oyuncakları anneler nineler yaparmış,benim annem ninelerim yaptı mı hatırlamıyorum..annem mutlaka oyuncak değil de bebeklerime elbise dikmiştir,dikmişti evet..
Elim iğne iplik tutmaya başladığında da kendim dikerdim iki delik açtığım kumaş parçasından bebek elbiselerimi..çok usta olmuş olmalıyım ki iğne ipliğe gerek duymadan keserek bebek elbiseleri tasarlar olmuştum :)
Ev ortamında rahatlıkla oynanabilecek bir oyuncak yaptım bir kaç hafta evvel..bu ikinci topum..ilk göz ağrımız çok uzaklarda bulunan bir güzele hediye edildi..yerine de başka bir top örüldü..


Yapımı örgüden biraz anlayanlar için oldukça kolay..iki yarım top örerek içini eşi benzeri olmayan öksüz çoraplarla doldurup birleştirip diktim..


Daha da büyütülebilir,eşsiz çoraplarınızın sayısına göre diyebiliriz..pamuk veya başka artan kumaşları da bu şekilde değerlendirebilirsiniz..


Çocuklar oynasın diye yapmaktı niyetim dediğim gibi ama..


Sahibi değişti..
Kime niyet kime kısmet derler ya..
Naciye'nin kısmetiymiş :)
Çocuklar da elinden almayı başardıkları zaman alıp oynayabiliyorlar..

Paylaşacağız,çare yok :)
Güzel bir hafta nasip etsin Rabbimiz..

Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Mükemmel Nescafe Nasıl Yapılır?



Balkondaki çiçeklerimi ince ince yağan yağmur eşliğinde suladım..hanımelim sayısız kollarını belirsiz yönlere doğru uzatmış,toparladım,bir kaç parça yün ile balkonun üzerini ileride örtecek şekilde sabitledim..

Hava bi açık bi kapalı ..kahve çeker insanın canı..
Size mükemmel Nescafe nasıl yapılır'ı anlatmak istiyorum nacizane..
Kahve yapılan ortamlarda bulunan biri olarak kahve yapımı hakkında birazcık bilgim var..kahvenin yapımı sunumu ve içimi ince detaylara bağlı olduğunu da eklemeden edemeyeceğim..


Nescafe yapımı için cezvede kaynatılan su her zaman daha güzel bir kahve yapmanıza yardımcı olur..su kaynatıcısındaki su ile yapmamanızı öneririm,kahve suyunuzu cezvenizde kendiniz kaynatın.
Fincanınıza bir kaşık nescafe ve iki kaşık şeker ekleyin,ölçüler zevke göre değişebilir,ben kahvemi şekerli içtiğim için bu ölçüleri veriyorum.
Fincanın içine kahveve şeker karışımını çok az ıslatacak kadar tatlı kaşığınızla bir kaç damla su ekleyin..
Su miktarı bu noktada köpüğünüzün kıvamı bakımından en önemli etkendir.
Su miktarı o kadar az olmalı ki kahve ile şeker birbirine karışıp homojenleşmeye daha yatkın olmalı.
Eklenen suyun ardından kaşık yardımıyla fincandaki kahve ile şekeri krema kıvamına ulaşana dek karıştırın..bileğiniz sızlamaya başlayınca muhtemelen krema görünümü elde edilecektir..
Krema kıvamını elde ettikten sonra kahvemiye arzuya göre sütümüzü ekleyebiliriz,ben konsantre süt ekliyorum..
Son olarak da kaynamakta olan suyumuzu da yavaş yavaş fincanın kenarından ekledik mi..


Görüntümüz yani kahvemiz yukarıdaki gibi olacaktır..sobanın karşısında içilmek üzere beni bekler..
Soba yakılmaktadır hala..bazen sadece sabahları bazen sabah akşam ama mutlaka ağır ağır yanmaktadır..

Sağ tarafta ışık sol tarafta kahve ve kış görüntüsünü içeren bu kareyle sizi sevgiyle selamlıyorum..
Deneyecek olanlara başarılar diliyorum..
Şimdiden afiyet olsun efendim..

Selamünaleyküm..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

26 Nisan 2014 Cumartesi

Pazar Gününe Susam Kat-Pastane Simidi Yapımı


Havaların iyiden iyiye ısındığı kalbin bedene sığmadığı yaşlının gençleştiği ergenin çıldırdığı orta yaşlının giyecek hiç bir şey bulamadığı,giysi dolaplarının cinnet geçirdiği mevsimdeyiz.

İlkbahar!..



Yakında Mayıs ve güzel buluşmalar!..
İnsanlar her fırsatta sokaktalar,cafelerde caddelerde parktalar..
Nasıl olunmaz ki dışarıda..Kış ağır ve kalın giysisini çekti üzerimizden,ne dert kaldı sanırsın ne keder..
Elinde meyve suyun avucunda yavrunun eli..yürürsün yürüyebildiğin kadar..
Bazen onun yaşındasın bazen o senin yaşındadır..
Coşunca dünya sen de coşarsın,coşma olur olmaz!..coşunca sözler verirsin..
Bende bir söz verdim bir günün sonunda,niyetim yavrularımı bir an evvel yatağa sokmaktı oysa..
Sabah uyandığınızda sıcacık simitler hazır olacak!..demiştim..
Söz verdim vermesine ama bir de tatlı bir efkar sarmaz mı ardından,uyku yanaşmadı gözlerime..
Geç yatmama rağmen söz sözdü ve tutulmalıydı mutlaka..ucunda ev yapımı sıcak simitler vardı..


Dört saatlik uykuyla olmama rağmen simit sözüme sadık kalmak için namazdan sonra sıvadım kolları..
Yapacaksın dediysen yapacaksın..
Yaptım..
Kaç tepsi çıkardım bilmiyorum..Mutfak tezgahı sığdıramadı bizi..yere büyük bir sofra bezi serdim,zor sığdım tepsilerin arasına,öyle de kilolu biri değilim.
Yoğurduğum harcdan iki tepsi simit çıktı..
Yuvarlak şekil çok yer tuttu tepsilerimde.
Burada,Yunanistanda bir de uzun simitler yapılır..simitlerin bir kısmını da uzun yaptık..fırın bizim fırıncı bizim,verdim istediğim şekilleri :)


İki tepsi dolusu sıcak sıcak simitim vardı..saat henüz sekiz bile olmadan çıktılar fırından..simitlere baktım,simitler de bana baktı..yok,bunlar üç kişiye çok fazla..
Balkona çıkıp komşularımdan uyanmış olan var mı diye baktım..henüz ses hareket yoktu..
Mutfağa geçip pencereyi açtığımda yan komşumun arka bahçeyi temizlediğini duydum..
Yaşasın!..


Çocuklarım uyanınca direk mutfağa çağırdım..çay ocağa kondu,sofra bezi serildi,çikolata reçel bal sofradaki yerini aldı..


İşte bu!..
Simitlerin bir kısmı komşulara verildi..ne hoş..bir de misafirleri varmış..
Vermenin ve paylaşmanın inanılmaz genişleten ve ferahlatan duygusu sardı yüreğimi..
Gün güzeldi sabah güzeldi komşularım güzeldi simitlerim sıcaktı çayımda demlenmek üzereydi..


MALZEMELER VE YAPILIŞI:


1 su bardağı yoğurt (yoğurdum olmadığı için süt kullandım)
1 su bardağı su
1 su bardağı sıvı yağ
1 yumurta
2 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı maya
1 çay kaşığı mahlep
6 subardağı un

Pekmezli su için

1 su bardağı su

1 yemek kaşığı pekmez

üzeri için susam



Pastane simidinin yapılışı

1-) Hamur malzemeleriyle yumuşak bir hamur yoğurun.

2-) 1 saat kadar mayalanması için bekletin. Soğuk havalarda süre uzayabilir.

3-) Hamur mayalandıktan sonra iki tane ceviz büyüklüğünde parça alıp ,ikisinide çubuk gibi uzatın.

4-) Bir birine dolayarak uçlarını birleştirin simit şekli verin.

5-) 1 yemek kaşığı pekmezi 1 su bardağı suyla karıştırıp,simitlerinizi bu suya batırın.

6-) Daha sonra simitleri susama batırın.

7-)Yağlanmamış tepsiye dizin ve tepsi mayası gelene kadar bekleyin.(Yaklaşık bir saat.)

8-) 200 derecelik fırında kızarana kadar pişirin.

Tarif Cahide Jilbek hanıma aittir bkz:PASTANE SİMİDİ



Bir kilo un,bir avuç susam biraz gayret,verilen sözü tutmanın güzelliği..sofrada toplanmanın güzelliği..
Mutluluk küçücük şeylerde gizli..mutluluk insanlarla birlikte bir yerde toplandığın birleştiğin sizi birleştirdiği sebeplerdeydi..

Tarifim basit..Simitler çatlarcasına kıtır kıtır..yarın günlerden Pazar..
Erken uyan anne...
Erken uyan iki tepsi simit hazırla,çayını da demle..
Salatalığa domatese kafa yorma..biraz reçel biraz bal ve sevdiklerini al etrafına..
Bereketli olsun yeter ki..
Bismillah ile başla..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

22 Nisan 2014 Salı

Oradan Nasıl Görünüyorum




Sevgili dostlar..
Ara girdi araya :)
Sessizlik yoğunluk karar arifeleri arafları ve kararsızlıklar derken evet yeni bir kararla farklı bir görünümle karşınızdayım..
Yeni görünüme alışabildiniz sevebildiniz mi bilemiyorum..
Bir kaç gün evvel konuk yazımızda blogumuzu seo uyumlu hale getirebiliriz ipuçlarını göze alıp onlara uyarak yayınlarımı kelimenin tam anlamıyla gizlemiş olmama rağmen zaman bakımından seçim kolaylığını sağlamak adına sadece linkler halinde görüntülemeye karar verdim..
Header altında yer alan açılır menüde blogumun içeriğine ve ilginizi çekecek olan konulara oldukça geniş yer verdiğimi düşünüyorum..

Değmesin yağlı boya blog hayatına artık sadece blog tasarımı blog ipuçları kısaca blog ile ilgili yayınlar paylaşan alanım olmasını istiyordum..
Kimsenin aklı karışmasın :)

Kişisel bir bloga ise örgülerim,DIY,yemek tariflerim,düşüncelerim,dünyadan gördüklerimiz göremediklerimiz ufkumuzu genişletecek yayınlar ve kalemimin çığlık ve neşesini kişisel ayrı bir bloga ayıracağımı bahsetmiştim..o blogun hazırlıkları devam etmektedir..

Tek sıkıntı ise isim!

İsim seçemedim..seçtiklerimden birilerini tutup birilerini eleyemedim..
Kaldım öyle isimler karşısında..

Güzel tavsiyelerinizi dikkate aldım..
Huzurlu bir isim buldum olmadı,pastel bir isim buldum sarmadı..
Hala arayış devam etmektedir..

Bu arada bissürü notlar alındı bissürü konular düşünüldü bissürü cici şeyler üretildi..
İnşaAllah siz kardeşlerimle paylaşacağım güne saklıyor ve heyecanlanıyorum..

Boya'nın yeni halini sevmenizi ümit ediyorum..fikirlerinizi açıkça yazmanız beni ayrı bir mutlu ve memnun edecektir..
Her zaman akıl akıldan üstündür..

Değil mi?

Güzel bir gece güzel bir ilkbahar dileyelim mi artık..

Halimi hatırımı sorana,merak edene,yazana arayana çok teşekkür ederim,Rahman razı olsun..

Hayırlı,bereketli bir ilkbahar diliyorum herkese..
Sevgim,samimiyetim ve tüm dualarımla birlikte..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

10 Nisan 2014 Perşembe

Allah Ondan Razı Olsun



İnsanın bilemezsin geçmişini.
Ne kusuru ne günahı ne açığı vardır bilemezsin.
Kulluğunu hiç,insanlığını sana yaklaşımı sana yaptıkları kadar görebilirsin ancak.
Allah katında nedir yeri nedir konumu durumu bilemezsin.
Belki kötüdür yüreği,belki çok temizdir niyeti.
Belki daima güzellik arzular belki sürekli hata yapıp çirkinliktir elde ettiği.
Bilemezsin,bilemem.
Öyle olur ki bazen hiç beklemediğin anda ve ummadığın kişinin kalbi değişebilir ya da o ana dek görmediğin bir tavrı seni şaşırtabilir.
Allah sana bu insan vesilesiyle lutüfta bulunup onu da yumuşatıyor olabilir.
Son zamanlarda buna benzer durumları yaşadığımı sezer gibiyim..
Bana faydası ve yardımı dokunan insan için teşekkürden çok dua etmek istiyorum.
Açıkça ve burada.
Belki birinin 'amin'i daha makbuldur kabul edilmeye.
Bu amin sayesinde bende bana faydası dokunana faydalı olmak istiyorum.

Son zamanlarda:

Unum yetmeyip komşudan alınan yarım bardak unu verenden.
Tuzumun bittiğini duyup bir paket tuz gönderenden.
Müsait olmayışımdan çocuğumu benim yerime doktora götürenden.
Param yetmeyip üstünü almayandan,üstünü tamamlayandan.
Yol sorduğumda beni götürenden.
Derdim bana ağır gelmişken derdimi açtığımda 'işinle meşgul ol'dediğimde 'işim sensin'diyenden.
Elimden hiç bir şey gelmiyor dediğimde 'senin yaptıkların yetiyor'diyenden.
Bu mübarek Cuma gecesinde Allah onlardan,tümünden razı olsun.

Amin..

Hayırlı Cumalar..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

9 Nisan 2014 Çarşamba

Kolay Hızlı Pratik Banyo Örgüleri



Banyo örgülerinin en iyilerini en kolay olanlarını bulup ekledim burada..elimin altında olması ve sizin de faydalanmanız için..örmeyi de isterim ilk fırsatta!
Yapılışları kaynaklarında gizli dostlar ..hangisini denesek :)


 kaynak:etsy.com



Kalın ve açık renkli bir ip ideal gibi görünüyor ancak bnayomuzun renklerine uygun renlerde yapmak en doğrusu ..askılı sepetlere bayıldım bu arada :) ilk örülecek olan o olabilir ..

not:kullanımda olan şablonuma sahip olmak isteyen dostlar degmesinyagliboya@gmail.com adresinden bana yazabilirler..yakında yeni bir tasarıma geçip görünümü değişecek blogun :)

Güzel bir gün dilerim..

Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

8 Nisan 2014 Salı

Her Güzelliğin Arkasında Ne var?


Eğlenceli bol topraklı bol gülüşlü patatesli soğanlı bir gündü..herkes ilkbaharın erken dahi olsa gelişinden memnundu..bende memnundum..
Toprağa ve temiz havaya kendini bırakmıştı herkes..elbiseler etekler eşofmanlar toprak oldu o gün..
Daha yaşlılarımız toprakta kıldılar öğle namazlarını..bazıları yemek hazırlığı ile meşguldü..ben kahveleri pişirdim.

Kahvelerin ardından bağı bahçeyi dolaşmaya ilkbahara merhaba gönlüme günaydın,uyanma vakti dedirtmeye çıktım..
Her yıl ekilen karşımdaki arazi bomboştu bu yıl..otlarla dolmuş..ot dışında toprağa hiç bir müdahale edilmemişti.
Bu arazi çepeçevre kayısı ve şeftali ağaçlarıyla çevriliydi..güzel de bir duvarı vardı alçacık,ona dayadım dirseklerimi seyre daldım..

Arazideki boşluk,terk edilmişlik,ilkbahar çiçeklerinin dahi bitsem mi bitmesem mi düşündürecek kadar hissedilir boyuttaydı sanki..


Tam arkamda taze sulanmış çiçeklerimiz onlara konan kelebeklerimiz dururken kalakaldım boş arazinin karşısında..ne ileri gidebildim ne geri..ne kadar gerçek ne kadarı kurgu bilemem ama Osmanlı Padişahlarının geceleri nefislerini terbiye etmek için kazdırdıkları açık mezarlar geldi aklıma..
Bütün vucüdüm olmasa bile acaba bir elimi,toprağa gömsem kaç dakika kalabilirdim o şekilde?..
Elimin bir süreliğine toprağa gömülü oluşu bile telaş ve panik hislerimi tetikledi..
Bir saat gömülü tutabilir miydim ki elimi orada?



Eve gelince çektiğim resimleri bilgisayarıma yükledim..bu gün de karşıma bir hadis çıkınca elimi toprağa gömme düşüncesinin beni ne kadar çok etkilediğini,o hislerimin henüz daha çok taze olduğunu fark ettim..

''Rivayet edildiğine göre, bir gün Peygamber'imiz (s.a.v), bir "çöplüğün"başında durarak sahâbilere ;"Gelin dünyâyı görün" diye seslendi; sonra çöplükten çürük bir bez parçası ile kararmış bir kemik parçası aldı ve sahâbilere şöyle dedi;"Çöplük dünyayı temsil eder,şu paçavra dünyagüzelliklerinin bir gün çürüyüp onun gibi olacağını gösterir,dünyada gördüğüm canlı vücutlar da bir gün çürük kemiğe dönüşecektir."

Buraya aktarmak istedim..o hisleri unutabilirim,dünyaya dalabilirim demekten dahi çekiniyorum şu anda..Kelimenin tam ve kaba anlamıyla dünyaya dalmak toprağa dalmanın ta kendisi gibi geliyor bana..

Nasıl dalabiliyoruz dünyaya..

Resimlere baktım tek tek..her biri öyle güzeldi ki hangisini ekleyeceğimi bilemedim..sonra fark ettim ki her resimde toprak var arkaplanda..her güzelliğin arkasında,toprak var.


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

7 Nisan 2014 Pazartesi

Blogunuzu Seo Uyumlu Hale Getirin




Sitenize bir şekilde ulaşan ziyaretçilerinizi takipçi listenize ekleyebilmenin ön şartı onlara şık ve okunabilir bir tema sunmaktır.Çünkü renk uyumu olan gözü yormayan temanız okuyucunuzun ilgisini çekecek ve sizi takip etmesini sağlayacaktır.Bu noktada değmesin yağlı boya nın temalarının gayet başarılı olduğunu düşünüyorum.Özellikle bayanların sahip olduğu bloglar için tasarladığı şablonlar gayet şık.Bu yazımda ise böylesine  şık bir temanızı seo uyumlu hale nasıl getirebiliriz ondan bahsetmek istiyorum.

Yazılarınızı Tamamını Anasayfada Göstermeyin


Bilhassa bayan blog sahibi arkadaşlar anasayfada yazısını resimleriyle birlikte tamamını gösteriyorlar.Bu hiç de uygun olmayan bir alışkanlık.Çünkü

1 - Sitenizi ziyaret eden okuyucularınız yazı sayfasına giriş yapmadan bu yazınızın tamamını anasayfada okuyabilir.Böyle olunca google yazının ne kadar hit aldığını ölçemeyecek ve arama sonuçlarında sitenizi yukarı taşımayacaktır.

2 – Yazı içerisinde boyut olarak yüksek ve adet olarak da fazla resim dosyası varsa bu anasayfanın geç açılmasına neden olacaktır.Bu sorunu çoğu bayan blog sahibi arkadaşların blogunda yaşıyorum.Sayfanız açılana kadar belki de ziyaretçiniz sitenizi terk edecek.

Dışarıya Fazla Link Vermeyin


Belki okuduğunuz blogları blogunuzda göstermek istiyorsunuz ama şunu bilinki dışarıya verdiğiniz her link siteniz için eksi not oluşturacaktır.O yüzden her yere her bloga sitenizde link vermeyin.

İlgili Yazılar Widget ını Anasayfada Göstermeyin


Yazı sonlarında okuyucumuz belki benzer yazılarla ilgilenir diye ilgili yazılar eklentisini blogumuza ekleriz.Fakat bunun anasayfada görüntülenmesi ilk maddede bahsettiğim durumu oluşturacağından engellememiz gerekir.Çoğunlukla linkwithin eklentisi kullanılıyor.Bu eklentiyi anasayfada göstermenizi engelleyecek kod için benimle iletişim kurabilirsiniz.



Fazla detaya girmeden sizleri sıkmadan giriş olması açısından belli başlık noktalar konusunda sizlere hatırlatma yapmak istedim.Unutmayın bir blog muhakkak google aramaları sonucunda ulaşılabilir olmalı.Bu da tasarımızını, içeriğinizi seo uyumlu hale getirmekten geçiyor.Yapacaklarınız elbette sadece yukarıdakilerden ibaret değil.Kısmet olursa onu da bir sonraki yazılarda paylaşırım :



Yazar Hakkında


Ben BloggerTr sitesinin kurucusuyum.Blog ipuçları, SEO, adsense ve sosyal medya konularını takip ediyor ve bu konularda yazıyorum.

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

6 Nisan 2014 Pazar

Kışa Elveda İlkbahara Merhaba


Kış bitti.
Günler geçtikçe kesinleşiyor havalar ısındıkça şafaklar daha ılık kuşlar daha erken uyanmaya başlıyor.
Gürültülü telaşlı heyecanlı oluyor sabahlar artık..balkona çıkıp kahve içmek büyük bir keyif veriyor insana...
Bahçedeki nar ağacım kış boyunca sessiz renksiz durdu..Belki kar göremedik bu yıl ama soğuklar sisler dertler sevinçler oldu..



Kış ile ilkbaharı bir arada ..bahçemdeki şebboylar daha önce hiç bu kadar çok açıp bu kadar yoğun kokmadılar..nerdeyse eve girişi engelliyorlar ama bu durumdan herkes memnun..her misafir evine almak için mutlaka bir tutam mor şebboyla ayrılıyor evimizden :)


Mevsim değişikliği sebebiyle bazı sevdiklerimle vedalaşmam gerekiyordu haliyle..odun sobamın manzarasını ve seslerini ne kadar sevsem de kendisiyle yavaş yavaş vedalaşıyorum..


Odunlar,taşınmaları sıralanmaları da kışa ait..görüntüsü dahi ısıtıyor insanın içini..ama ilkbaharda veya yaz mevsiminde değil..kendileriyle de vedalaşmak gerekti.


Fırsat buldukça kısa yürüyüşler yapılabilir belki..günün daha sıcak olduğu saatlerde..havanın değişimi ve ilkbaharın alerjileri etkilemiyorsa bu güzel mevsimin de birazcık tadına bakmak lazım..


Cafelerin lokantaların masaları kaldırımlara sokaklara taştı..güneş gözlükleriyle güneşi karşılıyor güneşin tadına varıyor insanlar..her yerde çocuk ve kuş sesleri..


Küçük şirin samimi mekanlar tercih ediliyor..ama dışarıya bakan dışarıda alanı ve yeri olan..çok içeride kaldık uzun süre evimizde oturduk..doğanın içindeydik dışına çıkmamız zaten imkansız nefes aldıktan sonra ancak bu zaman daha farklı biraz daha .



Papatyaları gelincikleri anemonları olan tarlalarda koşmak yürümek uç uç böceklerini yakından görmek elbette en güzeli olurdu..bulunduğumuz çevrede olanlarla yetinmek zorundaysak yakın bir yerlere kaçabiliriz veya gözlerimizin önünde uyanan doğayı ve dünyayı seyredebilir saksımızdaki çiçek sayesinde komşulardaki ilkbahar temizliği sayesinde bu güzel mevsimi hissedebilir selamlayabiliriz..

Hoş Geldin İlkbahar..

Seni buralarda bekleyenler özleyenler var...


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Kavuşma




Yüzlerce gün binlerce saat milyonlarca dakika.
Bekliyorum seni.
Bütün takvimlerin ve bütün mevsimlerin karşısında.
Kimse yaklaşmıyor birbirine.
Takvim yaklaşmıyor saatlere saatler yanaşmıyor takvimlere.

Zaman bir örtü gibi düştü üzerime.
Örümcek ağı gibi işlendi üzerime ayrılık.
Kopartsam söksem bu ağları bu dikişleri.
Açsam kollarımı iki yaka iki şehir iki ülke boyunca.

Koşsan bana su gibi aksan ..
Damla damla dolsa zamanın oluşturduğu boşluklar.
Tüm deliklerini kapatsa sarılışımız.
Duyulmasa yaprak sesi saat tıkırtısı.



Kavuşmak..
Yaklaş artık biraz..
Olmaz mı?


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

5 Nisan 2014 Cumartesi

Çocuklarda 5 Güzel Şey




Çocuklarda 5 güzel şey vardır ki, Büyüklerde olsa evliya makamına çıkarlar ;-
Rızık için endişe etmezler.
Hastalandıklarında Yaratıcıyı şikayet etmezler.
Yemeği birlikte yerler Yalnız yemeyi sevmezler
Korktuklarında hemen gözlerinden yaş akıtırlar.
Kavga ettiklerinde kin tutmayıp hemen barışırlar.

İmam Suyuti



Güzel bir haftasonu dilerim..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

4 Nisan 2014 Cuma

Utanma!



Kalbimin tam karşısında duran için

Kapı içinde kapı,kapıların içinde oda odaların içinde başka kapılar.
Bunların ucu başka yollara her biri başka zorluğa çıkarır seni.

Büyüklüğü belli değil başı var sonu belli değil.
Böyle bir hal içinde yürüyorsun.
Kimi zaman dünyanın içinde tek başınaymışcasına kimi zaman kalabalığın içinde daha kalabalıkmışcasına kimi zaman sessizliğin içinde atamadığın çığlık,uzanamayan ellerin sana doğru sallandığını gördüğün halde her birinin soğukluğu dünyaya dalmışlığı ve belki de bu labirent ve çaresizlik gereği uzaklar,saplar,uzanamazlar ve kesikler.

Bir ileri gitsen iki geriye atar seni sabah.
Gece olur bir ileri daha gitmeye niyetin doğsa da günün ilk ışıklarıyla yok etmek için avucundaki ve kalp köşelerindeki son umudu delicesine çaba arf eden sebeplerin başarısını görmek nasıl bir duygu?

Boşa koysam olmaz doluya koysam almaz mantığı ve hesabını yap dur.
Günbegün..aylarca bazen ve nihayet yıllarca yavaş yavaş Allah'ın parmak uçlarında olan kalbin döndürülüp durmaktadır.

Senin için yazılanı ve takdir edileni kabullenmektir en zor olan.
Senin için uygun olanı budur gerçeğini nasıl yutabilir insan?

Rıza bayram sabahı içi zehir dolu bir kuyuya atılmaktır.

Çaresizliğin gözlerine iner önce sonra kalbine iner sonra aklına yükselir sonra mantık gömleğini zorlar,düğmelerini bir bir koparır.
çaresizlik tellere asar rüzgarda bırakır yağmurları yağdırır üzerine.

Tüm bunların içinde sen gömlek olduğunu beyaz renkte olduğunu böyle olup böyle kalman gerektiğini an gelir,unutursun.

An gelir bir silme bezinden yoktur farkın,senin kendi gözlerinde.
An gelir,ayaklarını yürüten hiç bir güç yoktur.
Hiç bir hareket hiç bir ses hiç bir heyecan havalandıramaz cismini.

Cismin kalbin,kalbin kul,varlığın gömlek konumun ve bulunduğun yer asılı vaziyette kurumaya belki de daha çok ıslanmaya rüzgarla dövülmeye bırakıldığın iptir.

Mantık kalıbı kırılmış.
Akıl kalıbı kırılmış.
Sebep kalıbı kırılmış.

Anlamlandıramamak,netleştirememek,yüzeye çıkamamak ve nerdeyse dibe batmak için bazen kendini bıraktığın sadece bir saniyeliğine bile olsa ipten düşmeyi arzuladığın anları yaşıyorsun.

Kıyas,çaresizlik,umutsuzluk,bıkkınlık,bitkinlik,tükenmişlik.

Onurunu,şerefini,saygını ve değerini sıfırlayan tehlikeli duygular karışımını sıklıkla ilaç gibi takdir edilen dozda alırsın.

Sana bakan gözlere gerçeği söylemek,gerçeği onların anlayacağı şekile anlatmak,anlatılanı bir mantığa sokmak kolay mı?

Senin dahi çözmeye zorluk çektiğini,elleri ellerinde kalbi kalbinin üstünde duran gözlerin sahibine bu durumu açıklamak kolay mı?

Yavrum,bunun adı imtihandır!demek ne kadar güç ne kadar olgunluk ne kadar adamlık gerektirir?

Azalanı ve bitenleri,yerine yenileri alınamayanları,sıradan ve varlığı alışılmış nimetlerin yokluğunu nasıl izah edersin?

İmtihan yavrum!..

Seninle yürüyeni,seninle yol alanı senle beraber büyütür,olgunlaştırır zorluklarla yetiştirir böyle zamanlarda Allah.

Kanaati sana cümlelerle değil duygularla canlı örneklerle öğretmen için malzeme verir.

Aylarca,yıllarca ve bol miktarda.

Utanıyorum dedirtemiyor,çekiniyorum dedirtemiyor sana.
Demiyorsun,söylemiyorsun,susuyor ve içmeye çekmeye devam ediyorsun.

Ta ki ilk ışıkları görünene kadar tekrar tünelin.
Son ışıkları ve son adımlarını yürüdüğünü fark edene kadar sen,aklından çok kalbine,kalbinden çok gözlerine,ellerine,dizlerine alnını koyduğun seccadene yaz ve kazı bunu:

Allah'ın Sana verdiği İmtihandan Utanma!



O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Recent in Recipes

SON YAZILAR