29 Kasım 2013 Cuma

Duvarını Dolabını Çekmeceni Kolayca Kumaşla Kaplama Yöntemleri


Evin bir bölümünü veya duvarların tamamını..duvar kağıdı ile uğraşmadan ekstra bir maliyet ödemeden yapılabilecek şahane iki fikir buldum amman yakalayın kaçmasın!..
Kesinlikle ilk fırsatta deneyeceğim kesinlikle müthiş bir şey!..



Çekmecelerin içini veya dışını çocuk odaların bir bölümünü veya gözümüze batan rahatsızlık veren her hangi bir yüzeye nerdeyse sıfır maliyete yapılabilecek harika bir yöntem değil de nedir bu şimdi :)




Yatak odam için düşünüyorum bu uygulamaları..kumaşın nasıl bir şey olacağını düşünmek dahi heyecanımı artırıyor doğrusu :)


UYGULAMA NO:1

Dikişte kullanılan tela ile arzu ettiğimiz şekilleri elde ettikten sonra kumaşlarımızı kolayca dilediğimiz yere uygulayabiliriz..burada detaylı anlatımı var:The Thrifty House



UYGULAMA NO:2

Yarım kupa soğuk suyun veya yarım bardak da olabilir içine 1/4 nişasta ekleyip tutkal kıvamına getirilen karışımı fırça yardımıyla arzu ettiğimiz kumaşa sürdükten sonra dilediğimiz yeri kaplıyor veya süslüyoruz :) hepsi bu!..
Detayları ve resimli yapımı burada:How About Orange


Yapmak istiyorum hemeeeeeennnn :)) ama bugün durumum buna hiç mi hiç müsait değil..haftasonu mutlaka mutlaka denenecek bir şey olurda içinizden deneyenler olursa sonucu mutlaka paylaşın canlarım olur mu?

Kolaylıklar ve daha da güzel bereketli bir gün dilerim..

Şablon çekilişimi de hatırlatmak isterim her fırsatta son gün 20 Aralık katılmak için aşağıdaki resme bir tık kafi :)

ETKİNLİK

Sevgilerimle..
Hayırlı Cumalar..




O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

26 Kasım 2013 Salı

Pencere Örgüleri-Şirinlikler ve Süsleri



Pencereler evlerimizin gözleridir..yani en önemli bölümlerden biridir evlerimizin..olmazsa olmazı..perdelerimizse mahremiyetimizin özelimizin evdeki yaşantımızın örtüleridir..
Daha samimi daha sıcak daha güzel olmalarını isteriz bu yüzden..



 Çeşitli örgülerle elde edebiliriz bunu..pencerelerimize asılan minik süsler..ellerimizin gözlerimizin emeğiyle meydana gelmiş şirinlikler var bu gün paylaşmak istediğim..
 Sadeliğin asaleti ve inanılmaz hafifliği var..



Azmin ta kendisi olanlar var :)


Öneri olarak da değişik modeller ve örnekler var ..(sardunyanı sevsinler emi:)..yakışır da bu çiçek pencerelere hani..


Özgün ve ev sahibine olabildiğince özgün ortama özel olarak örülmüş güzellikler var..


Bir de bilgisayarımda kayıtlı olup ne zamandır nasıl yapılır ki bu ponponlar diye diye içinden çıkamadığım bu cici var :)



Çok çok çok daha da çok buna benzer güzellikler var..iğne iplik sıcak bir köşe ve meraktır ihtiyacımız olan diğer malzemeler..
Örülsünler..asılsınlar..örterken bizleri gözlerimizi şenlendirsinler :)

Pon-pon yapımı hakkında bilgi olan dostlardan ricamdır..anlatırsanız veya bir yolunu gösterirseniz memnun olurum..

Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Portakalı Bir de Böyle Deneyin!



Kış mevsiminde bol bol tükettiğimiz..tadı şahane görüntüsü iştah açıcı kokusu büyüleyici ve ferahlatıcı portokalları yemek dışında ne yapabiliriz acaba?


Bir bıçak biraz el becerisi ve sıvıyağ ile güzel doğal miiis kokulu bir mumluk yapabiliriz :)
Hatta buradan daha detaylı bilgiler alabiliriz:PORTAKALDAN MUMLUK YAPIMI


Yukarıdaki mumluğa benzer ancak bu kapaksız ade alevi görünür şekilde yapılmıştır,detayları burada:PORTOKALDAN MUMLUK YAPIMI 2


En basittinden portakalları dilimleyerek asabilir kurutabilir görüntüleriyle yetinebiliriz canımız çok çekerse kurutulmuş portakal dilimlerini çayımıza katabiliriz :) oh la la !


Portakalımız yoksa üzülmeyeceğiz..limonla yaparız istediğimizi ama yaparız yine de :)
Buradan detaylı anlatım ve resimleri mevcut:LİMONLA MUMLUK YAPIMI


Hiç biri olmadı portakallarımızı afiyetle yiyebiliriz..kabukları atmamak şartıyla..evlerinde soba ile ısınanlar daha şanslı..


kabukları biraz tarçın ve neden olmasın karanfil ekleyerek kaynatabilir evlerinin miiis gibi kokmasını sağlayabilirler(en güzeli bu bence)..


Hoş dimi?
Bol vitaminlihoş kokulu süslü bir kış geçirmeniz dileğiyle :)


Sevgilerimle...

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

25 Kasım 2013 Pazartesi

Boş Rulolardan Neler Neler Neler Yapılır

  

Bazen elimizin altında olup da nasıl değerlendireceğimizi bilmediğimiz malzemeler olur..kullandıktan sonra çöpe gitmeleri yerine boş rulalar ile bakın ne yapılabilir..
Yüzlerce proje yapılabilir,boyanabilir kesilebilir bükülebilir süslenebilir :)
Maliyeti biz belirleyebiliriz ve tabii ki nerede nasıl hangi şekilde kullanıp değerlendireceğimizi de..aklımda en çok kalan ve en çok hoşuma gidenler yukarı ve aşağıdaki projeler :)


Önce minik daire şeklinde ardından da dairelerin birleştirerek ortaya çıkan süper bir ayna  :)



Uğraşa gelenler zor sevenlere özel :)


Önemli bir günün yaklaştığını vurgulamak eğlenceli haledönüştürmek için rulodan takvim yapımı :)



Yeri mekanı zamanı iştahı olana özel olsa gerek ama çoook güzel bir proje :)


Aşamaları olunca daha bi kolay geliyor göze :)


Neden olmasın :)


Kesinlikle dahice!


Görmek dahi mutluluk verir o an insana :)



Hediye paketçikleri olarak :)


Günlük alış-verişler unutulmasın diye :)

Ayakkabı kutusuna yeni hava yeni görünüm :) 


kablolar karışmasın fareler kemirmesin diye :) gerçi bu şirinliği ben bile kemirebilirim :)



En kolayı ve en hızlı yapılanı sonabıraktım canlarım..

Bunu pencerem için deneyeceğim :)

Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

İmam Gazali:Ey Oğul'dan Notlarım

 

İmam Gazali'nin(Allah ondan razı olsun) eski talebelerinden biri yıllarca hizmetine devam etmiş ondan okuyarak ilimleri en ince noktalarına kadar öğrenmiş ve ruhi faziletlerini geliştirerek kemale erdirmişti.

Günün birinde bu eski talebe kendik kendine düşünürken:''Şimdiye kadar çeşitli ilimler okudum,ömrümün baharını bunları öğrenmek ve toplamakla harcadım.
Şimdi bilgilerden hangilerinin yarın ahirette bana fayda vereceğini ve kabrimde yardımcı olacağını bilmem lazım ki,luzümsuz olanları terkedeyim.
Nitekim Resulullah(s.a.s):''Allahım faydasız ilimden sana sığınırım''diye dua etmiştir..


Daha evvel internette okuduğum veya kanallarda şiir halinde naat halinde kulağımın alışkın olduğu alışkın olmasına rağmen anlamı ve derinliğini bilmediğim güzel bir kitaptan bahsetmek istiyorum..
İçeriğinden çok kitabın genel görünümünden başlamak istiyorum..
Kütüphanemizde çok sayıda eski kitaplar olduğunu daha evvel sizinle paylaşmışmıydım hatırlamıyorum ancakiş te bu kitap kütüphanemizin sahip olduğu 68'nci kitap olmakla beraber yayınlandığı tarihi kitapta not edilmemiştir.
Görünce beni mutlu eden kitabın 6'ncı baskını olduğuydu..bu da demek oluyor ki kitap oldukça eski olmalı..
Kitaptan notlarım beni en çok etkileyen satırları defterime aktardım..
Yeni baskılarına bakınca kitabın elimdekinden biraz farklı olduklarını görünce mutlaka bu baskıdaki çeviri ile bende kalmasını istedim..ve not ettim.

NOTLARIM:

1-Kitabın girişinde ilgimi çeken ilk şey:
İmam Gazal, hicri 488 yılında birdenbire ruh aleminde büyük bir sarsıntı oldu.
Bunu kendi tercüme-i hali (otobiyografisi)olan Munkizu mine'd-Dalal adlı eserinde anlatmaktadır.

2-İnsan sadece iman etmekle cennete girebilir denilse,buna ''Evet!''diye cevap veririz.
Fakar oraya ne zaman erişir ve o hedefe varmak için ne kadar zor engeller katedecektir?
Bu engellerin en başta geleni imandır.
Zira amelle kuvvetlendirilmeyen iman cennete kadar dayanabilir mi?

Sarsıcı bir tespit değil mi?

3-Hz.İsa (a.s) İncil'de şuna rastladım ''Bir ölünün tabuta konulduğu saatten,kabrin kenarına getirildiği ana kadar,Allah Teala azametiyle o ölüden kırk sual sorar:
Birincisi:''Ey kulum!Senelerce halkın gözüne güzel görünmeye çalıştın.Bana ise bir saat bile hoş görünmeye çalışmadın''halbuki Allah teala her gün her an senin kalbine nazar eder(bakar) ve sen O'nun nimetlerine gark olduğun halde başkaları için çırğınıyorsun!
Halbuki sen bu hitabı işitemezsin çünkü sağırsın!''..

4-Hz.Ebu Bekir Es-Sıddık (r.a) Bucesetler ya bir kuş kafesidir yahut bir hayvan ahırıdır,diyor.
Kendi kendine biraz düşün,sen bunların hangisindesin?

5-Firasetli kişiye tek bir söz dahi kafidir.


Feraset zihin uyanıklığı, bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti, bir insanın ahlakını, kabiliyetini yüzünden anlamak melekesi demektir.
Feraset iki türlüdür. Biri bir nevi ilham eseridir ki, sebebi bilinmeksizin meydana gelir. Diğeri bir kazanma eseridir ki, muhtelif tabiatlara vakıf olmak sebebiyle meydana gelir.
Ferasetin zıddı ahmaklıktır, zekadan mahrumiyettir. Ferasetli kimselerin huzurlarında uyanık bulunmalı, edebe, fazilete aykırı şeylerden kaçınmalıdır. “Müminin ferasetinden sakınınız. Çünkü o, Allah’ın nuruyla bakar.” buyurulmuştur. (Tirmizi, Taberani)
Kaynak: Büyük İslam İlmihali, Ömer Nasuhi Bilmen 


Beni en çok etkileyenleri not almakla yetindim..
Kitap küçücük olduğu için bir saatte okunabilir diye düşüncesini yerle bir eden,üzerinde duruldukça insana başka şeyler veren..ne enteresan bir şeydir ayrıca şunu da fark ettim ki bahsetmemek olmaz.kitap beni içine çekmesinden çok ruh halime bir sessizlik tarifsiz bir huzur izi bıraktı..

Bu büyük İslam alimlerinin feyzi ve bereketi..isimlerinin dahi yazılı durması evimizin bir yerinde inanıyorum ki evimize ve hayatımıza da derinlik,mana ve bereketin inmesine vesile olacaktır..

Dikkatimi çeken bir şey daha oldu..


Kitabın arka kapağın.. öylesine güzel bir nasihat içeriyor ki arka kapak..hala,günümüzde dahi yapılabilecek muhteşem bir amel olduğunu düşünüyorum..

Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

23 Kasım 2013 Cumartesi

En Lezzetli Penne Makarna Tarifim!



Makarnalar arasında türüne uygun tarifim olmayan bir tek makarna çeşidi vardı..
Penne makarna!..
Çok sevmeme rağmen tereyağlı sade hali dışında başka hiç bir şekilde kullanamadığım bir makarna türüydü taa kiiiii bir gün Yunanca bir programda konuk olan 4 yıldızlı otelin aşçısının canlı olarak yaptığı bu tarife rastlayana dek..

Yemek vakti yaklaşmıştı ve benim hala yemeğim yoktu doğrusu olur ya yemek programı izlerken insan izlerken dahi doyduğunu zanneder ta ki ekrandan ayrılana dek (kısa süren bir hülyadır bu :)

Dolabımda makarna vardı ama..hemde penne türünden üstelik..
Aşçının yaptığı tarifi not etmeme dahi gerek yoktu..haliyle hazır bilgiler tazeyken hafızamda neden olmasın deneyeyim diye düşündüm..

Tarif o kadar basit ki..ucunda böyle güzel bir lezzet olacağını zor tahmin etmek ama aşçı dört yıldızlı otelin aşçısı olunca kör bir güvenle denemek için cesaret toplayabiliyor insan..


Bismillah deyip tarife giriştim..

MALZEMELER:

4 diş sarmısak-soğan yok.
2 yemek kaşığı salça
Tuz-karabiber
Yenibahar(olmasa da olur tarifte yoktu ben sevdiğim için kattım)
Taze maydanoz(olmazsa olmaz
Tabanı örtecek kadar zeytinyağı(mutlaka zeytinyağı)

NOT:Bir paket makarna sosu için eklenecek su miktarı yarım su bardağıdır makarnanın miktarına göre suyu ayarlayabilirsiniz)





YAPILIŞI:

Önce makarnaları haşladım..
Makarna paketindeki kaynama süresinden iki dakika evvel makarnayı sudan alıp soğuk suya tuttum..
Aynı tencereyi ateşe alarak zeytinyağında ezdiğim sarımsakları az biraz kavurmaya aldım hemen bir iki çevirdikten sonra salçayı ekleyip makarna miktarına göre sos için sıcak su ekledim(yaklaşık iki kahve fincanı)..
Suyu eklenince tuzunu biberini yenibaharı ekledim en son olarak da maydanozu ekleyip kıvamını almasını bekledim (2-3dk)sosun kıvamı sulu olmamasına özen gösterin.
Tenceredeki sosun içine bekleyen makarnaları ekleyip sos ile karışıncaya kadar karıştırıp ateşi söndürdüm..

Hepsi bu!..
Günde iki kez bazen sonraki güne dahi artan kısmı dahi yenen bir yemek oldu..
En favori yemeklerden biri oldu evimizin..
Penne makarna kolayca yumuşamayan ısıtılıp yenmeye dayanıklı bir türdür..en sevdiğim yanlarından biri de budur makarnayı tekrar ısıtmamak için yeneceği kadar pişiririm her zaman..

Mutlaka tavsiye ediyorum..
Ama tek şart ile..penne makarnası kullanın ;)



Minik bir püf noktasını da paylaşmak istiyorum sizinle:sarımsaklarınızın uzun süre pörsümeden kurumadan dayanabilmeleri için buzdolabında muhafaza edebilirisiniz  kardeşlerim..

Bu tarifin ardından bir de lazanya yapmıştı kıymalısından ancak yemekten eser kalmadığı için resimleyemedim ki :(

Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

22 Kasım 2013 Cuma

Köyde Bir Gün..


Dünyanın bir çok yerinde gökyüzü hemen hemen aynı..Ülkelerinde,şehirlerinde,kasaba ve köylerinde de öyle..Kutuplarda olsun en sıcak bölgelerde olsun bu böyledir..
İşte bu güzel gökyüzü altında..değişmeyen şeyler vardır..ve her zaman uzaklarda olan ve özlenen bir köy vardır mutlaka..
Minik minik evler şirin şirin çatılar yavaş yavaş şehirlere özense de elbet asla değiştirilmeyecek şeyler de var..
Değişmeyecek ve asla büyük şehirlerde bulunup rastlanmayacak güzellikler..


Adını bilmediğim otlar,kimin yaptığı meçhul duvarlar ve o taşlardaki muhteşem renk tonları..üzerime bas üstümden geç diye davet eden patikalar..




Lale mi?..yaban laleler mi..başka bir çiçek türü mü?..fark etmez ismi..onları görünce farketmiyor isimleri gözümde..dimdik duruşları bir arada oluşları ve birlikte olup yanyana durmanın güzelliğini sunuş şekli yetti gönlüme..


Haftada bir yakılan komşuların tepsi tepsi yoğurdukları ekmeklerle neşelenen taş fırının mutluluğunu merak ettim ama..
Ekmekler pişene dek kaç kalp yoğurulur ve yaklaşır kim bilir..bunu da merak ediyorum doğrusu..miis gibi şu anda burnuma geliyor ekmeğin kokusu..


Karların çatılarda uzun süre kalmaması için özellikle tercih edilen taş türü..
-Bu taşları nerden alıyorlar,dedim.
-Dağlardan toplayıp çatılara dizerlerdi eskiden,dediler..
Bir de karla kaplanmış hallerini görmenizi isterdim..bacanın tütüşünü de bir yandan..


Herşey orada ve herşey çocukluğumdaki gibi..yaban mersinlerine bakınca küçükken isimlerini dahi bilmediğim bu güzelliğin hayatımdaki yerini anısını daima her zaman saklamak istiyorum kalbimin bir yanında..çocuklarım da görsün..çocuklarımda da anıları olsun..


Gün boyunca evden uzak gün boyunca kum toprak,aç,sıcak güneşin altında yakılan ateşin küllerine gömerek pişirdiğimiz patateslerin yanında böğürtlen mutlaka vardı..o zamanlarda ne kadar saf bir gerçeğin farkına varmışım meğer..
Doğa varsa insan açlık hissetmez asla..


Mantarara güvenip de yememek şartıyla ama :)


Ne tabak takımı ne çanak çömlek ne masa örtüsü..bir sofra bezi vardı..sayısını bilmediğim çatal-kaşıklar duvara asılmış halleri tavalar süt tencereleri..
Hepsi çivilerle sıralanmış vaziyette,ne askı ne stand ne raf...


Ama seccadelerin sayısı çoktu..seccadeler çoktu ve rengarenkti..her biri de yıpranmıştı..her birinde diz,alın ellerin izi vardı..


Eski günlerin anısına..o günlerin içinde büyümüş olmanın anısına..bu toprakların çocuğu olduğumdan olsa gerek çaktım mutfak dolaplarımın altına üç adet çengel..cezvelerimi de dizdim sırayla..


Güzel bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle..



Sevgiler ..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Recent in Recipes

SON YAZILAR