31 Ağustos 2013 Cumartesi

Tatlı Krizi Tutunca-Ev Yapımı Kakaolu Puding

Bismillah.
Gecenin bir vakti tuttu tatlı krizi..
Ramazan ortası sahur vakti..
Dolaba bakıldı,çekmece yoklandı,yapılacak en hızlı en çikolatalı en tatlı tatlı malzemesi evde yok gibi..
-Anne,canım tatlıçekti!..dedi oğlum..
Kızım abisini kopyalamakla meşgulolduğundan aynı cümleyi tekrarladı,heyecanlandı..
-Tatlı mı?
Malzeme?..
Malzeme olsa da bu saatte hangi tatlı,tatlı olarak ne?
Düşündümtaşındım evdeki kakao miktarınabaktım,süt de gözüme çarpınca akla geldi fikir..
Puding!
-Puding yapalım mı?
-Pudiiing!1Eveeet..Yaşassın!!

Mutfağa girildi ve tatlı yapımına başlandı..zaman da dar..hazırlığı çok sürmemeli,bir an önce yemeyi bekleyenler çok bekletilmemeli..


 MALZEMELER tezgaha kondu..
Malzemesi zaten evdeki şeyler..

1 litre süt
4 yemek kaşığı kakao
1 su bardağı şeker
1 vanilya
50 gr kadar tereyağ
3 yemek kaşığı nişasta 

YAPILIŞI tezgahta dolaşan kızımla bir araya getirilerek pudingimiz ocağa kondu..
Sütü kakaoyu şekeri vanilyayı tencereye koyup birbirinin olmalarını göresiye kadar çırpıcı ile karıştırıldı..
Kaynama meydana gelince göz göz açılan pudingimi kıvamını haber verdi..
vanilya ile tereyağını istedi,verildi..

Kaselere konup pencereye soğuması için istirahate çekildi..sonra..


Süsleyecek hiç bir şey bulunamadı belki ama..
Sahur vakti afiyetle tam soğuması beklenemeden sabırsızlık ve iştahla yendi..


Mutlulukları her şeye değerdi şüphesiz..
Çiçek ile ifade edildi..
Daha ne ..
Bu güzelliğe kesinlikle..

Değer..


Sevgilerimle...


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Ferace nedir-Feraceye Ne oldu?



Selamünaleyküm sevgili dostlarım..

Niyetimde bir ferace almak var ne zamandır..
İnternette baktıklarım ferace denecek türden değiller gerçekten ya ben çok geride kalmışım ya da ferace nedir nasıl bişeye benzer hiç bilememişim..

Bayram öncesi internetten bir ferace almak için arayış içine girdim..
Bir çok sitede görebildiklerimi ferace dedikleri dış giyimlere daha bakmadan poz veren kadınların resimleri yüzünden ürünlere bakamadım haliyle de tümünü hemen eledim.

Önyargılı bir durum evet farkındayım..ancak ferace dediğin topuklu ayakkabı ile topuzu dikilmiş bir kafa ile bir arada yer alamayacağı görüşündeyim..

Bunu da araştırmak istedim..her ne kadar çocukluğumdan beri feracenin nasıl giyildiği kimler tarafından kullanıldığı bakımı muhafazası taşınması hatta ve hatta terzi olan ve yıllarca dikimini yapan annem tarafından nasıl dikildiğini bizzat görmüş olduğum halde belki tanımı farklıdır diye minik bir araştırma yaptım..

karşıma çıkan sonuçlar bunlardır:

FERACE NEDİR?



Eskiden kadınların örtünme için giydikleri elbisenin isim Sonraları ferace yerine çarşaf kullanılmaya Başlandı. feraceler fantezi kumaştan, çuhadan, softan yapılırdı. Genellikle düz, sade olanların yaygın Olduğu gibi, cepleri ve yakaları işlemeli olanları da vardı. Modaya göre daha koyu renkli, arka yakası uzun, bedeni bol ve dar olanları da giyilirdi. feracenin al renkli olanı gençler arasında daha yaygındı
ferace, günümüzdeki kadınların giydiği mantonun çok benzeri olup, mantodan farklı özelliği geniş Yakalarının olmayışı ve daha uzun oluşudur. Ferace boyun kısmını tam olarak kapatmadığı için, Kadının baş ve yüz kısmı yaşmakla kapatılırdı. ayakkabının, çantanın ve şemsiyenin renginin feraceninkine uygun olmasına günümüz kadınları gibi, eskiler de çok dikkat ederlerdi.
ilmiye sınıfından olan kimselerin resmi günlerde gıymış olduğu sırma işlemeli elbiseye de ferace ismi verılırdı. Çuhadan yapılan bu feracenin, kolları oldukça boldu. Bu feraceler, Osmanlı devletinin sonuna Kadar devam etmişti. tanzimat devrinden önce sarayın üst makamında olanlar da ferace giyerlerdi. Böyle feracelerden bazılarının içi kürkle kaplı olurdu. Ulemaya ait olanlarınkine, ulema, kadınlarınkine kadın, erkeklerinkine de erkek feracesı denirdi. Yapılış olarak kadın ve erkeklerin çuhası farklı biçimlerde idi. ferace 20. asrın başlarına kadar giyilmiştir. Bazı bölgelerde halen giyilmektedir

Kaynak:Yenibilgiler



Ferace hakkında bir çok sitede hep aynı bilgiler karşıma çıktı dolayısıyla size konu ile ilgili daha fazla bilgi aktaramıyorum..

Çocukluğumdan beri gördüğüm ferace,annemin büyükannelerimin komşusu tanıdığı kısaca tüm kadınların giydiği terzide diktirilen,hazırı satılmayan siyah vucut hatlarını anlamanıza veya tahmin etmenizde asla ihtimal olmayan sade düz bir kıyafetti.

Uzun yıllar bu şekilde kullanıldı rengi atılınca yenisi dikilen,üzerinde süsü,fiyongu,taş,kurdelesi kemer(!) olmayan bir giysi türü.

Rengi atınca,güneşten yanıp solunca yenisi dikilidi,evimiz daima siyah kumaşlarla dolp taşardı özellikle de Ramazan ayı öncesinde kadınlar daha önceden kumşalrını bırakıp sıraya girerlerdi..

Buluğ çağına giren her kız feracesini mutlaka giyerek çıktığını da hatırlıyorum..
Gözümde küçük bir kız olarak ben ferace büyümekti,örtünmekti,kendini başka bir gruba (olgunluk,evlenme yaşına gelmişlik,aile kurmaya aday)vasıflarını taşıyan için giyilmesi taşınması gereken kıyafetti.

Baktığım bir çok ferace modelleri :) evet modellerine baktığımda bildiğimin çok dışında hafızamdaki ve anılarımdaki kavramla örtüşmeyen bir çok görselle karşılaştım..

Annemin bana dikmiş olduğu feraceyi inanın sokakta giymeye çekindim o görselleri gördükten sonra..

Aklım iyice karıştı..
Feracenin topuklu ayakkabı ve güneş gözlüğü ile kombini(!)
Mavisi,pembesi,kırmızınsıa rastlayınca ferace kavramı ve tanımı uçup gitti aklımdan..

Anılarım sıfırlandı anılarım yerle bir oldu..ferace diye bir kavram ve beraberinde yaşadığım bütün hatıralarım hafızamdan kaçarak el bile sallamadı..

Yabancı ülkelerdeki ferace görsellerine baktım sonra..aşağıdaki resimler yabancılar için feracenin 2013 'taki yani bu yılıni tanımıdır.






 İnternette yukarıdaki resimde gördüğünüz ferace modellerine rastladım ancak nerden nasıl temin edilir onu bulamadım..bu tarz oldukça hoşuma gitti..görsellerdeki modeller ve daha fazlasını bulabileceğiniz ve bulduğum adres burada mevcut:NTI-Simlple and Elegant İslamic Clothes evet ferace denmez ama günümüzün feracesiyle kıyaslanacak olursa en sade ve en düz çizgiye sahip olabilecek bu modelleri bulabildim..

Kolları geniş oldukça bol olanları da var ama üzerindeki süslemeler ve taşlardan insan gözünü alamadığı için oldukça ağır ve feraceyle alakası olmayan bir giysi gibi göründü gözüme.

 Türkiye'deki feracenin tanımı ise aşağıdaki resimlerde mevcut:



 Bir çok modelleri renkleri görsellerine rastlamak mümkün..
Bunların arasından seçebildiklerim aşağıdakilerdir..


Ortadaki turkuvaz renklisi başka renklerde de mevcut ama sanırım siyah rengi yoktu veya ben göremedim..



Bunların ardından neyi giyeceğimi bilemedim..
Son olarak da tesettür giyimin modaya girmiş hali..moda olmuş hali modaya adapte edilmiş kadınlara 'uygun olur'mantığını aşılamış en büyük firmaların farzı tarza dönüştürdükleri,dalga dalga kadınlarımızın buna ayak uydurdukları,tesettüre uygun olduğunu düşünerek satın aldıkları tesettürle ilgisi olmayan giyim tarzı hakkında söylenecek sözün çok olmasına rağmen akıllı bir insanın herşeyi ya da bir çok şeyi anladığını algıladığını,büyük firmaların neye yatırım yaptığını neyi verip neyi bizden almak istediklerini kısaca bu alış-verişin kimin ne denli kazancı ve çıkarı olabileceğinin farkında olduğunu biliyorum.

Hayalimdeki ferace modellerine ve feracelere ulaşamadığım için üzgünüm..ulaşabileceğim bildiğiniz yerler-siteler varsa paylaşırsanız çok memnun olurum olmadı yukarıda paylaştıklarımdan almayı düşünüyorum en kötü ihtimalkumaşımı alıp annemin kapısına dayanırım..

Farzın tarz olduğunu görünce ne feracenin f'si kaldı içimde ne de tesettürün t'si..

Allah'ın emri olduğuna dair ise söylenecek yok kelime.


Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

30 Ağustos 2013 Cuma

Kalp Odana Girme Vakti Gelmedi Mi?


Bu çalabilir bir yandan :Elissa


Hayatı çiçeklerle süsleyebilirim
Bolca renk tonlarını da püskürtebilirim
Hatta bulamaç yapıp duygularımı hislerimi de katabilirim .
Kalplerin rengi çarpınca paletime
Ben dışında bir ben olabilirim
Kelimelerle saatlerce oynayabilirim
şekillerini bozabilirim sözlükleri utandırabilirim..
Susabilirim renklerin ve hayatın karşısında ya da
Uzunca bir süre susabilirim
Bu yaşıma dek çıkarttığım her sese her kelimeden böylece
Güzel bir intikam alabilirim..


Konuştuklarımın hakkını verebilseydim
Bilebilseydim kelimelerimin değerini 
Vuruşlarını ve duruşlarını daha küçükken sezebilseydim
Diyorsan..
Hayat..
Gördüklerinden mi görebildiklerinden ibaret mi olacaktı?
Ama bana olur mu faydası?
Anlık zevkler dışında
Kısıtlı bir tatmin karşısında tüm bunlar
Beni etkiler kalbimi döndürür mü?
Aylarca yapılan hatamın ucundan tutup
Tozlarını atmama sebep olur mu?
Şart şart yaşadığım gibi
Karış karış azalmam da şart
Koşa koşa yorulduğum gibi
Tükenmeyi hissetmem ilahi kanaat
Dönüp dolaştıklarım
Heveslenip tutamadıklarım
Hayal edip rüyasını gördüklerim
Ahiretime yansıması faydası var mı?
Varsa sıyrılabileceğim bir gövdem
Bitap düşmüş kalbim çarpıyorsa eğer
Çölde kalmış gibi
ıslak zeminlerde dahi susuyorsam eğer..
Gelmiştir kalp odama girme vakti..
Bir kalp odası olmalı insanın çünki
Dünyanın köşelerine her sıkıştığında
Kalbine ışleyen kirleyi yıkayıp
Arınabileceği bir kalp odası olmalı
Bir kalp noktası olmalı insanın
İlerlemek için ilk adımı atabileceği
Yükselmesi için bir yere basacağı
Bir kalp noktası olmalı..
Seccadenin ucu..
En güzel uçurumlara atlamaktır..
En yüksek tepelerden aşağıya bakmaktır..
Etini kemiğini,gövde ve beden olarak bildiklerini
O uçurumdan aşağıya bırakmaktır..
Seccadenin ucu..
Allaha'a en yakın yerden bakmaktır..
O'nun yanında nefes almaktır..
Meltemlere karıştırmaktır ruhunu..
Tüm duygularını rüzgara bırakıp
Yalnız olmayışının farkına varmaktır..
Seccadenin ucundan uzaklaşmışsa alnın..
Ne kalp odanın olur değeri..
Ne de ruhunun..
Neden yükseklerden aşağıya atlıyor bazen insanlar?
neden toplumdaki yerleri sıfırlanıyor bir anda?
Bir anda neden değer kalmıyor onların avuçlarında..

Yüzbinlerce seveni olan bir insan
Nasıl olur da bir anda dünyadan sıyrılıp
Ccehenneme yuvarlayabiliyor kendini?

Kendini atarken dünya uçurumlarından aşağıya
Bir el uzatanı olmuyor mu yanında?
Çağrısını duyan kulaklar yok mu etrafta?

İnsan..
Nasıl bir anda sıfırlar kendini
Nasıl arzulayabilir yok edilme meylini?

Kalp ne ile doluysa o tür renkler yansıtır
Ne ile besleniyorsa
Teninde o meydana çıkar
Dilindekiler o yönde şekillenir
Kelimeleri onlarla cümleleşir,bütünleşir..

Uçurumdan atlamanın bir tek sebebi olabilir
Dünya uçurumlarından atlamanın bir tek nedeni olabilir..

Kalpde değer yoksa..
Kalp değerli bir şey taşımıyor barındırmıyor
İlahi aşka ev sahipliği yapmıyorsa

Uçurumdan atlaması ne ki..

Boşluğun boşluğa düşmesi neyi değiştirebilir
Ne ifade edebilir ki?


Kalbinde Allah'a yer açmayanın ne ehemmiyeti olabilir ki?

Kalp odana Girme Vakti Gelmedi Mi?

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Pınarcıklar




Şu var ki nehirler pınarcıklar gibidir insanlar
Pınarcıklar nehirler kadar ihtişamlı
Coşkulu ve sesli olmayabilirler ama
Pınarcıklar şirin ve nezihtirler

Pınarcıklar bana hep çocukluğumu hatırlatır
Güçlü olduklarını görebiliyor aslında insan
Hele bir de bayırlardaki gizli pınarcıkların
Ne zor ne çetin yerlerden,sağlam köklerden geçmek zorunda kaldıklarını

Ne kadar ağır ağaç gövdeler ve gölgelerin altında
Sessizce tatlı tatlı akmak zorundalar
Ama suları ne serindir pınarcıkların,öyle soğuk ki..
Avuçlarını birleştirip daldırınca bir derinliğine
Gövdesinin şerbetini alıp yudumlamak ister insan bin kere..



Hayırlı akşamlar..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

27 Ağustos 2013 Salı

Mim Mim!-Ben Kimim?


Selamünaleyküm hayırlı sabahlar sevgili dostlarım..
Bayramdan bir kaç gün sonra sevgili Ruhsuz Atmaca kardeşimin mimi ve son zamanlarda bloglarda gördüğünüz ben kimim mimi cevaplanmayı bekleyenler arasındaydı..

Ruhsuz Atmaca kardeşimin mimini bilemiyorum bayramdan oldukça vakit geçtiği için artık cevaplamanın,bayram hakkında özellikle de eski bayramlar hakkında yazmak pek uygun olur mu..

Henüz güncel olanBen Kimim miminicevaplamaya karar verdim bu yüzden,onu da cevaplayıp cevaplamamak arasında uzunca düşünmedim değil..

Özelimi,güzelimi,gizimi,mahremimi kolayca açan kolayca anlatan biri değilimdir.
Yapım gereği bir çok şeyi özel tutmak özel kalması için çaba sarf eden biriyim..

Bir çok okuyucum blogumda bulunan BEN KİMİM yazısından ve görselinden az biraz yazmış olduğum kısa tanıtım yazısıyla tanır beni,bir çok okuyucum bloglararası diyaloğumuzdan bir çok okuyucum arzu ettiği kadar tanır..






BEN KİMİM?

Klasik bir cümle ile başlamak istiyorum..
Ben,iki evladı olan onbeş yıllık evli bir insanım..


Tesettürden önceki hayatıma verdiğim değer tesettüre girdikten sonra gözümde nerdeyse sıfırlanmıştır..
Tesettürden önceki hayatımı ve yıllarımı kısaca yaşanmış olarak saymıyorum desem tam yerinde bir kavram kullanmış olurum..zira bütün hayatımı yaşam tarzımızı olabildiğince Allah'ın kurallarına uygun Efendimizin sünnetine uygun yaşamak için çalışıyorum.

Günlük yaşantımızı,en basitinden en önemlisine kadar herşey ama herşey,evin eşyası,düzeni,misafir ziyaretleri,giyim kuşam yeme içme herşey yeni baştan İslam'a göre uyarlandı..her zaman inançlıydım ailem soyum ceddim herkes böyleydi ama derinliğiyle ince ayrıntılarıyla yaşanmıyordu nedense..gözden geçirilip benim yuvam böyle olmalı dediğim gün değişime uğradı herşey..bu kalbime huzur pınarlarının akmasına sebep oldu..Elhamdülillah...

Hayatımda yer eden insanların sayısı çok azdır,tanıdığım çoktur,çevrem geniştir ama yakınen iç içe olduğum insanların sayısı pek azdır ve bu benim tercihimdir..

Eşimin işi gereği çocuklarımla sürekli yalnızım..bazen üç bazen dört bazen beş yeri geldi altı ay boyunca görüşemediğimiz de olmuştur..
Kader deyip,imtihan belleyip boyun eğmiş bu şekilde onbeş yıllık evliliğimiz devam etmiştir..

Yazacaklarım çok fazladır ailem hakkında..
Her insanın ailesi demir attığı liman,huzur bulduğu bir yamaçtır..
Manzarasından çok teneffüs ettiği havadır ömre ömür katan,ayakta tutan..yoksa manzaralı yerler çok..

Her günüm hareketli,olaylı,gürültülü ve canlı geçer..
Evimden olay eksik olmaz,dağınıklık,tartışmalar,eğlenceler,gülmekten yere yatmalar bitmez..

Aile içi çocuklarımın kendileri gibi davranmasını istediğim için bir çok konuda kendimi tarttığımı frenlediğimi kınadığımı sezmişimdir..
Bazen bunu ciddiye alarak ciddi ciddi üzerinde düşünerek hareket etmişimdir..

Hataları,kusurları görmezden gelmeye çalışan biriyim,alay etmek-edilmesinden katiyyen hoşlanan,yanımda dedikoduya asla müsaade etmeyen biriyim..edilen yerde de durmam..bunlar en temel prensiplerimdir..

Çocuklarımı nazlı,pohpohlayarak büyütmekten yana değilim..güçlü ve karakterli olmaları için özel bir çaba sarf etmiyorum..
Her geçen gün kendimi inceliyorum,Allahın bana gösterdiği kusurlarımı ve yanlışlarımı düzelterek model olarak yavrularımın karşısında durmaya çalışıyorum..
Çocuklar söyleneni değil,yapılanı yapar mantığına inanırım..

Zor insanlarla başım dertte olabiliyor bazen..''Kolaylaştırın,zorlaştımayın'' hadisinden sonra eskiden çok zor bir insan olan biri olarak zorlukla baş etmenin bir anlamı olmadığını anladığım gün daha yumuşak daha sakin olmaya gayret gösteriyorum böylece zor insanlarla daha sakin daha anlayışlı hayatımı sürdürebiliyorum...

Seçiciliğim vardır her insanda da olmalı bunun kalitemizi belirlediğini düünüyorum ama kınayan aşağılayan emri vaki davranan biri değilimdir..

Kendimle sürekli olarak yarışıyorum ve bunun meyvelerini her zaman toplamışımdır..

Allahtan sabır dileyen yer yer yorulan zaman zaman yıkılacağını düşünen bir insanım her insan gibi..
Çok şükür ki bu hallerimi son zamanlarda Şeytanın vesvesesi olarak yorumluyor bu hallerim üzerinde yatırım yapmaması için özel çaba sarf ediyorum,Rabbime sığındığım zaman sırtım yere gelmiyor...
Elhamdülillah..

HOBİLERİM:

El becerilerim vardır,göz becerilerim de :)

Blog tasarımı benim için tam bir terapidir..tasarlamayı çok severim..
Evimi de çok severim..
Kullanılmayanı kullanıma uygun hale getirmek veya yeni bir şeyler üretmeyi çok seviyorum..
Yemek yapmayı da severim..bir çok şeyi yapabilirim..
Bazen ömür yetmez ki deneyeyim dediğim şeyler olur..

Okumayı ayrı severim..

Gün içinde mutlaka bir şeyler okumalıyım..evin içinde kitaplarımdan okurum evin dışında tabelalar,panolar olmadı yiyeceklerin ,çeceklerin üzerindeki yazıları okurum,ama okurum.
Az uyuyan çok koşan biriyim..bu yüzden midir hep aynı ağırlıkta oluşum bilemiyorum :)




SEVDİKLERİM_SEVMEDİKLERİM


Kahve içmeyi çok severim bir de dondurulmuş çikolatalı yoğurda bayılırım..
Yemek yapmak da zevk verir zaman zaman,aşırılığı sevmem,yemek atmayı sevmem ekmek atmayı sevmem..
Kitapsız ortamlarda çok fazla duramam,geyik muhabbetine pek sıcak bakamıyorum,espirileri severim ama :) kaliteli ve yerinde olanlarını.

Alış-veriş'i sevmem..ciddi anlamda bu konuda sıkıntı çekiyorum..
Çarşı pazar dolaştığımda listemi alır çıkarım veya aklımda listeleyip ihtiyacım olanını alır eve dönerim..

Evimde olan bir şeyin ikincisini evime almaktan yana değilim..fazlalık olarak gördüğüm herşeyi mutlaka evden çıkartırım,hediye ederim bir şekilde hesabını vermekten korktuğum için o eşyayla bağımı keserim..

Mütevazi ve sade yaşamayı seviyorum..tartışmaktan yanayım kavga etmekten yana olmayı istemem..
Tartışırım ama kavga etmek için ciddi zorlamaları-zorlanmam gerek..

En büyük hayalim seyahat etmek dünyayı gezmek..ilk gideceğim yer Fas ardından Mekke ve Medine olsun isterim..

Nasip :)

Dürüst ve dobra insanları severim,bana bir şeyler öğretebilecek insanları daha çok severim.,dinimle ilgili yol gösterecek insanları dahada çok severim..
Bu tür insanların sayısı artması için duacıyım..

Ailem benim herşeyim..
En sağlam kalem en derin deryam en güzel yolculuğum en yüksek eğitimim ve imtihanım..
Rabbim herkesin ailesini korusun,benimkini de..

 

KENDİ GÖZÜMDEN,BEN:

Allah'ın hata dolu,günahkar bir kuluyum..


Uzun oldu biraz,hakkınızı helal edin dostlarım..

Sevgilerimle..




O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Lezzetli Sanatlar-Şablon tasarımı



Selamünaleyküm sevgili dostlar hayırlı akşamlar diliyorum herkese..
Güzel bir tasarımla aranızda olmak ne güzel..

Allaha sonsuz şükürler olsun ki zorluklarına rağmen evimizin biraz yoğun olduğu bu hafta içinde tasarlandı bu güzel şablon bu günde yorgunluğumu atmama sebep oldu toparlanması son rutuşlarının yapılıp yayına alınması..

Yeni bir eve perdelerini asmak kadar keyifli bir haldir bu :)

Sevgili Pırıl hanımla çok emeğimiz var bu tasarımda..an geldi aklımız karıştı an geldi seçemedik an geldi bilemedik..çok şükür ki sonuç ikimizi de mutlu etti.

Zengin tarif arşivi farklı tarifleri lezzet çeşitliliği,dünya mutfaklarından tutun da yöresel lezzetlere kadar bir çok güzel tarifleri LEZZETLİ SANATLAR blogunda bulmanız mümkün..

Bu güzel lezzetlerle tanışmak TATMAYI SEVENLER için kaçırılmaz fırsattır ve tabii ki yenilenmiş yüzünü görmek için mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim bir adrestir kardeşlerim...

Herşey yeni,özgün,temiz ve zarif..

Dilerim günleriniz anlarınız lezzet huzur ve mutlulukla dolsun Pırıl hanım blogunuz tekrar tekrar hayırlı olsun..

Pırıl hanımın blogunu ziyaret etmek ve tasarımını canlı görmek için:LEZZETLİ SANATLAR demeniz kafi..

Kendi blogunuzu canlandırmak düzenlemek ayrı bir havaya sokmak içinse buradan bilgi alabilir:BENDE İSTİYORUM
İletişime geçmek içinse:degmesinyagliboya@gmail.com adresime yazabilirsiniz dostlar..

Güzel bir akşam daha güzel bir gece diliyorum..

Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Bir Alimin Duası ve Vasiyeti



İbn-i Cevzî, tefsîr, hadîs, târih ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimi, büyük velîdir.

Bu kıymetli zatın güzel bir duasını siz sevgili kardeşlerimle paylaşmak istiyorum..
Gün yükselmeye ve dünya harareti arttığı bu anlarda bir an durup kalbimize su serpecek koşuşturmamızı frenleyecek..belki biraz düşündürecek bu kıymetli duayı buyurun amin diyerek okuyalım..

Bismillahirrahmanirrahim..

“Yâ İlâhî! Senden haber veren dile azâb etme! Sana delâlet eden ilimlere bakan göze de azâb etme! Senin hizmetinde yürüyen ayağa, Resûlünün hadîslerini yazan ele de azâb etme! İzzetin hakkı için beni Cehennem’e atma! Cehennem ehli de, dünyâ da biliyordu ki, ben senin dînini muhafaza etmeye çalıştım... Yâ Rabbî! Senin için dökülen gözyaşlarına rahmet et! Sana kavuşamadığı için yanan ciğere rahmet et! Sana karşı âcizim, yalvarırım...”

Amin.. 


İbn-i Cevzî’nin doğumu 1117 (H.511)’dir.

İbn-i Cevzî, 1201 (H.597) senesi Ramazân-ı şerîf ayının yedisinde cumartesi günü, Ümmül Halîfe Türbesinin yanında son vaazını verdi. Bu vaazdan sonra beş gün hasta yattı. Cumâ gecesi akşam ile yatsı arasında evinde vefât etti. 

Paylaşmadan edemeyeceğim bir kaç satırı daha eklemek istiyorum..


“SUYUMU BUNLARLA ISITIN!”
Peygamber efendimizin (s.a.s) hadîs-i şerîflerini yazdığı kalemleri açarken çıkan küçük yonga parçacıklarını toplardı. Vefat edeceği zaman;
“Ben ölünce, beni yıkayacağınız suyu bunlarla ısıtınız” diye vasiyet etti. İbn-i Cevzî hazretlerinin vasiyeti yerine getirildi.
Yonga parçacıkları suyun ısınmasına yettiği gibi, bir miktâr da arttı...
İbn-i Cevzî’yi seher vaktinde yıkadılar. 
Sabahleyin, bütün Bağdât halkı evin önüne toplandı. Dükkânların hepsi kapatıldı. Tâbutu vaaz verdiği yer olan Ümmül Halîfe Türbesinin altına götürüldü. Oğlu İbn-i Kâsım namazını kıldırdı. 
İibn-i Cevzi hakkında geniş ve güzel bilgilere buradan ulaşabilirsiniz:Konuşan Kitaplık
Allahü teala şefaatine nâil eylesin...
Sevgilerimle..
 

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Vanilins-Şablon Tasarımı-Yeni tarzım



Selamünaleyküm hayırlı sabahlar hayırlı pazarlar sevgili dstlarım..
Biraz bilinenden uzaklaşmak biraz daha sade olmak olabildiğince zarif kalmak bunun yanısıra işlevsel ve göz yormayan bir çizgi yakalamak istedim..

Duru ve sade temiz ve huzur verici göz yormayan dikkat dağıtmayan bir tasarım olması için özellikle özen göstedim..bilemiyorum amacıma ulaşabilmişmiyim :)


Vanilins blogu adıyla sahibesiyle ve tarzıyla bu arzuma tamamen karşılık veren bir yerdi şüphesiz..
Blogunun doğum gününe bir kala herşeyi yeni baştan düzenledik..daha önceden bilip izleyenler bunun ne denli köklü bir değişiklik olduğunu anlayacaklardır..

Ziyaretiniz süresince vanilya kokusu alırmısınız bilmem ama bence odaklanacağınız ilk şey tarifleri olacaktır ki asıl gayem de buydu :)

Arzu canın güzel tariflerine kendisine özel bir kategori menüsü kendisine özgün sosyal ağlar profil köşesi arşiv bölümü hatta ve hatta footer kısmı dahi özgün ve özel olarak tasarlandı..

Dilerim severek kullanır dilerim nice nice seneler beraberliğimiz ve arkadaşlığımız devam eder..

Arzucum güzellikler senin ve seninle olsun arkadaşım..

Blogun tekrar tekrar hayırlı olsun dilerim..

Vanilins blogunu yakından görmek için:VANİLİNS demeniz kafi..

Kendi blogunuzu canlandırmak düzenlemek ayrı bir havaya sokmak içinse buradan bilgi alabilir:BENDE İSTİYORUM
İletişime geçmek içinse:degmesinyagliboya@gmail.com adresime yazabilirsiniz dostlar..

 Herkese güzel bir gün diliyorum Allah işlerinizi rast getirsin..



Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Kara Tahta Boyanı Kendin Yap



Selamünaleyküm hayırlı günler hayırlı bir haftasonu diliyorum herkese..

Dostlarım dünkü postumda bahsettiğim projeyi paylaşma vakti gelip çatmıştır :)
Nicedir yapmak istediklerimin arasında olup nasıl yapılacağını bilemediğim ve lakin yolunu bulup ilk fırsatta heyecanla ve de başarılyla sonuçlanmış bu güzel fikri sizinle paylaşmaktan ve tavsiye etmekten sonsuz mutluyum :)

Evde not panosu çok ama asılı,el altında veya göz önünde duran hiç bir panomuz yok(çocuklu ev hali) dolayısyla hem göz önünde olacak hem de kullanılacak hatta herkesin sevebileceği kullanmaktan zevk alabileceği bir pano yapmak şart..

Şöyle ki önemli notları kolayca unutanlar için,beyniçok meşgul ve yoğun olanlar için veya akıldayazı kalır mantığının taraftarı olanlar için enfes bir fikir olduğunu düşünüyorum..

Rastgele okuduğunuz bir şey aklınızda kalmayabilir ama gün içinde defalarca karşılaştığınız bir yere yazılarak konmuşsa hele bir de sıklıkla ziyaret edilen bir yere asılmışsa yazılan elbette akılda kalacaktır..

Kara tahta boyası almak için nalbura gittiğim için verilen fiyat böyle bir şey için oldukça yüksek geldi açıkçası..
Acaba evdeki mevcut boyalarda kendim yapabilirmiyim diye merak ettim ve evet kısa bir araştırma sonucu öylesine basit bir yöntemle arzu ettiğim renkte kara tahta boyamı kendim yaptım..

Önce denedik elbette..

Boyamızıhazır ettik ve eski bir kapıya ve eski bir duvara bir kaç fırça sürerek kurumaya bıraktık..oğlumun eline tebeşiri vererek yazıp yazmadığını kontrol etmesi için gönderdiğim de verdiği cevap harikaydı!


-Anne yazıyo!
-Net mi?
-Çok net!

-Süper!!

Peki bunu nasıl yaptım:



MALZEMELER şöyle:

1 yemek kaşığı fayans yapıştırıcısı
1 bardak hazır hale getirlmiş boya

YAPILIŞI şöyle:

Yapıştırıcı ile boyayı gelişigüzel karıştırdım ve kullanıma hazır hale getirdim..

Ada mavisini daha evvel evin dış cephesinde kullanmak için temin etmiştik mutfak dolaplarıma uygun olduğu ve panomuzun yani tahtamızın oraya asılacağı için bu rengi seçtik..


Tavanda tozlanmaya ve eskimeye yüz tutmuş yukarıdaki tablo tahtamız için çok uygundu..bunun üzerinde çalıştım..


Renk olarak şahane çok beğenerek yaptım ancak kenarlarına da bişeyleri istiyordu sanki mesela..


Pervazını beyaz boyamak iyi bir fikir olabilir diye düşündüm..sonuç gerçekten çok hoşuma gitti ayrıca içinde yapıştırıcı olduğu için 2-3 kat boyayı 1 saat içinde sürdüm..Kuruması an meselesi..


Tamamen kuruyunca yatay vaziyette asılmaya uygun hale getirildi ve tabii ki yerini mutfağımdaki köşesini almış oldu..

Fikir kaynağı:The Vintage Nest

İşte bu canlar!

Baktıkça mutlu oluyor insan..Rabbim üretenlerden,değerlendirenlerden olmayı nasip etsin..
Denemenizi mutlaka tavsiye ediyorum tabii meraklısıysanız şayet :)


Allah'a emanet olun..

Sevgilerimle..


O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

23 Ağustos 2013 Cuma

Ramazan İmsakiyelerini ne Yapmalı?


Selamünaleyküm sevgili dostlar..
Her yıl içime dert olur biriktirilen takvim yaprakları ve Ramazandan kalan imsakiyeler derdime bir çare bulmama öylesine sevindim ve mutluluk duyuyorum ki..

Takvim yaprakları içinde ayet,hadis olduğundan genelde onları yakıyorum böyle bir çare buldum zira ayet ve hadis bizim için değerlidir kutsaldır çöpe atılmaz yere atılmaz.

İçerisinde Kur'an yok takvim yaprakların ola ki sizin takviminizde veya yakmak istediğiniz her hangi bir kağıtta Kur'an var ise veya eskimiş bir mushafı yakacaksanız olur ya çok yıpranmış toparlanmaz parçalanmaya çok meyilli bir hal alan bir mushafı ne yapabilirim diye merak edenler için özellikle söylemek istiyorum ki,yakmanız ve küle dönüşen yapraklarını yani kısaca küllerini mümkün mertebe insan ayağı veya hiç basılmayan bir toprağa bir alana gömmen,z gerekecektir..



Ramazan imsakiyeleri genelde çok hoş ve güzel olur..
Örneğin Ramazan duasını içerir ayet vardır hadis vardır tabii onu size imsakiyeyi  hediye edenin reklamı da  bkz:neco Shoes :)

Aynen benimki gibi..

Atmaya yakmaya kıyamıyorum imsakiyeleri..
Herşeyden evvel güzel ramazan günlerini temsil ediyor ailemiz için..
Bir çizelge gibi..
Karalanan her gün oruç tutlan bir gün eğitimde olduğumuz zaman diliminin göstergesidir..

Son çizgiyi çizdiğim an her daim karışık duygular hissettirmiştir bana..ilk çizgisi de öyle..

İlk çizgisin de ''Acaba nasıl geçecek'' sorusunun cevabı son çizgisini çektiğim anda alınır ''Geçti gitti'

Evimizdeki imsakiyelerden birinde Mescid-i Nebi vardı..
Üzerinde de  BİZ SENİ ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK yazısı yazılı idi..



İşte bu imsakiyeyi eski bir çerçeveye aldım ve akılsız başım ilk kez boya yapıyormuş gibi zıpralamayı unutarak sprey boya ile boyadım..


 
Kaç kat boyadığımı hatırlamıyorum,tabii istediğim temiz saf beyaz rengini almam mümkün değil (yapacak olanlar zımparalamayı asla unutmasınlar) yine de elde edilen somon renk hiç de fena olmadı..

Elimde bir çok proje var yavaş yavaş paylaşacağım inşaAllah..bir yandan da onlarla ilgilendiğim ve özellikle bir tanesine çok heveslendiğim için de unutmuş olabilirim zımparalama olayını..

Ve imsakiyemin son hali..



ALEMLERE RAHMET OLARAK gönderilen Sevgili Peygamberim (S.A.S) en sevdiğim köşede..kitaplarımın tam üstünde duvardaki lambanın (çiçekli şal ile örtülü olan bölüm) yanında öylesine güzel duruyor ki..

Göz ve kalbimin karşısında duruyor..

Evimin tamgirişinde asılı..giren ilk onunla gözgöze gelip karşılaşacak..

İnşaAllah..


Elim değmişken boya denince aklı duran ben :) çok eskiden belki sekiz belki dokuz yıl evvel boyadığım bir Osmanlı Tuğrası tablosunun da çerçevesini boyadım..



Sırada bekleyen projelerden birini de küçük iki ipucu ile sizinle paylaşıyorum,mutfağımın buzdolabının olduğu tarafı sürekli boş durduğu için oraya bişeyler düşündüm..



Fikir bu ve bitti sayılır,asılmayı beklemektedir kendileri.. yarın da inşaAllah tam post yapımını da yayına almayı düşünüyorum..


Cumamız Mübarek Olsun tekrar tekrar dualarda buluşmak ümidiyle..


Sevgilerimle..





O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Süleymaniye Camii




Süleymaniye Camii Istanbul'a defalarca gitmeme rağmen daha evvel hiç ziyaret etmemiştim..
En son gidişimde Ayşem Süleymaniye Camii'nde akşam yemeğimizi orada yemeği teklif edince yazın ortasında kuru fasulye pilavınve ardından yenen Kemalpaşa tatlısının bu deli zevkli olacağını düşünememiştim..

Ayşem blog aleminde olmayan kesinlikle kendi aleminde ve benim alemimle içiçe bana daha evvel bu derece yakın olmamış özel insanlardandır benim için..
Kendisinden bahsetmek için satırlarım oldukça uzun olacağı için Ayşem için kısa ve öz olarak söyleyebileceğim tek şey yanında kendimi kendim ve güvende sanki annemin yanında bulunuyormuş gibi hislerimin ağır bastığıdır..

Süleymaniye Camiine ilk girdiğimiz zaman geniş pencerelerin birinde oturduk..
Akşam olmaküzereydi..üst resimdeki camlardan sızan mavi ışık ve bu muhteşem mavinin sebebi akşamın ışıklarıydı günün Süleymaniye'de noktalanmasıydı..

Bir pencere içinde Ayşemle derin bir sohbete kaptırdık kendimizi öylesine derinki okunan akşam azanını dahi camiinin içinde olmamıza rağmen çok uzaklardan duyarmış gibi namaza hazırlanmak için nerdeyse kıpırdamayı,kalkmayı düşünemedik..

Saf tutup kardeşlerimizle kılınan namaz ve üzücü ama gerçek bir avuç cemmatin bu muhteşem camiinin hakkını verdi mi bilemiyorum..

Süleymaniye de çok şeyim kaldı..
Arka bahçesinde kuş bakışı izlediğimiz İstanbul kaldı mesela..
Oturduğumuz duvarın hemen altında o eski ve kaderine terk edilmiş mahalle sokaklarının yalnızlığı kaldı içimde..



Ayşem..
Sen de kaldın içimde..

Bu ziyaretimde çok az resim çekebildim..
Bir insan bir insanı çekince içine ziyade bir şeyler yapmak gelmiyor fikre..


Süleymaniye'de duyulan huşu ve hissedilen derinlik,kılınan namaz ve edilen baldan tatlı sohbet bilemiyorum içimde kaç yıl yer eder kaç yıl yaşar..

Söyleyebileceğim tek şey..

Süleymaniye maneviyatın zirveye tırmandığı ve günler geçmesine rağmen tırmandığı yerden bir nebze aşağıya inmeyen muhteşem bir mekanın yaşattığı duygusallık ve inancın damgasını vurdu kalbime..

Sizin için Süleymaniye Camii hakında bilgiler aktarmak istedim..olur da ziyaret ederseniz bana da dua edin olur mu?




GENEL BİLGİLER>Kaynak:I Am Istanbul

Bir rivayete göre; Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Cami’nin inşasına karar verdiği zaman, bir gece rüyasında Hz. Muhammed’i görür; Hz. Muhammed, ona camiin nereye yapılacağını göstermekten başka, camiin iç ve dış unsurları hakkında da birtakım bilgiler verir: “Minberi şuraya, mihrabı şuraya, kürsüyü de şuraya yapınız,” şeklinde ifade buyurur. Büyük bir heyecan ve sevinçle bu güzel rüyadan uyanan Sultan, sevinç gözyaşları içinde Allah’a şükreder, sabah namazını kılar ve hemen Hz. Muhammed’in işaret ettiği yere giderek Mimarbaşı Sinan’ı yanına çağırtıp, Sinan’a buraya bir cami yaptırmak istediğini söyler. Sinan’da bu teklifi bekliyormuşçasına: “Sultanım! Cami’yi şu şekilde yaparız; mihrabı şurada, minberi şurada, kürsüsü de şurada durur; şu kadar kubbesi, şu kadar camı, şu kadar da ayağı olur!” diyerek Kanuni’ye Hz. Muhammed’in rüyasında söylediklerini aynen tekrarlar. Bunun üzerine Kanuni tebessüm ederek Mimar Sinan’a bağırır ve: “Mimarbaşı! Benim rüyamdan haberli gibisin!” der.





Mimar Sinan da aynı rüyayı gördüğünü ifade edercesine:“Sultanım! Sizin dün geceki kutlu rüyanızda ben de oradaydım ve bir iki adım gerinizden geliyordum!” diye karşılık verir. Bu durum karşısında sevinç ve heyecanı bir kat daha artan Kanuni:“O halde bir an evvel caminin inşası başlasın!” diye ferman buyurur. Bu emri evvelden bekleyen Mimarbaşı da, hiç zaman kaybetmeden hazırlıklarını tamamladı ve Şeyhülislam Ebüssuûd Efendi’nin temele ilk taşı koymasıyla caminin inşasına başlanılır.

Evliya Çelebi bu eşsiz eserin yapımını şöyle anlatmıştır: “Bütün Osmanlı ülkesinde ne kadar bin mükemmel üstat,mimar, yapı ustası işçiler ve taşçılar ve mermer işleyenler varsa hepsini toplayıp üç yıl bütün ayakları bağlı forsa temelini yerin altına indirdiler. Temel kazanların vurdukları kazmaların sesini yeraltında dünyayı sırtında taşıyan öküz duyardı. Üç senede binanın temeli yeryüzüne yükselip bina meydana çıktı. Bir yıl o halde kaldı… Bir yıldan sonra Sultan Beyazıd-ı Veli’nin presesine (hiza ipi) göre mihrap konuldu. Dört tarafına duvarlarını, kubbe aralarına varıncaya kadar 3 yıl yükselttiler. Ondan sonra metin, güçlü dört paye üzerine yüksek kubbeyi yaptılar. Süleymaniye Camii’nin ne yolda şekillendiği, bu ulu camiin kubbenin mavi tasının ta üst tepesi Ayasofya kubbesinden yuvarlak ve yedi meliki arşın yüksek cihanı kaplayan bir kubbedir.”

..dahası ve camiinin videosu için:Süleymaniye Camii Efsaneleri



Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Gül-i Nisan Mutfağı-Şablon Tasarımı



Selamünaleyküm hayırlı bir gün dileklerimle..
Güzel dostlarım yeni güne başlarken yapılan işlerin tüm günü etkilediğine inanıyorum..
Güne nasıl başlamışsam örneğin o şekilde devam eder ve son bulur genelde..
Stressiz,gürültüsüz,olaysız günü olmayan benim gibi biri için günegüzel ve olumlu başlamak kesinlikle çok önemli ve güzel..
Her çocuklu aile ve çocuklarla içiçe yaşayan herkes ne demek istediğimi mutlaka anlamıştır..
Bu günümün güzel başlaması için erken kalkıp sabah serinliğinde içilen kahvemin haricinden bir sebebim daha var! :)

Güzel bir tasarımı paylaşmak istiyorum bu gün..
Dün yayına girmesi gereken ve yetişemeyen..
Sevgili Gül hanımın adıyla ve güzel tarifleriyle bütünleşmiş biraz da benim dokunuşlarımla oldukça zarif bir blog sunuyorum sizlere..

Tasarımını severek her zamanki gibi keyif olarak lezzetli tariflerin içinde dolaşarak yaptım..
Yemek bloglarına hazırladığım şablonlarda çektiğim tek sıkıntı o mis gibi yemeklere dakikalarca bakmak zorunda olup kendilerinin tadına bakamamak :)


Gül hanımın blogunu ziyaret etmek ve canlı görebilmeniz için:Gül-i Nisan Mutfağı demeniz kafi :)

Bloga girdiğiniz zaman tazeliği,zarafeti ve güzelliği bir arada bulacağınızı düşünüyorum..:)

Kendi blogunuzu canlandırmak düzenlemek ayrı bir havaya sokmak içinse buradan bilgi alabilir:BENDE İSTİYORUM
İletişime geçmek içinse:degmesinyagliboya@gmail.com adresime yazabilirsiniz dostlar..

 Herkese güzel bir gün diliyorum Allah işlerinizi rast getirsin..



Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Happy weekend-Şablon tasarımı



Selamünaleyküm tatlı dotslarım ara verdim ben yine dimi :)
Biraz yoğunluğum biraz sıcaktan dolayı tembelliğimi itiraf ediyorum :)
Sevgili dostlarım umarım herkes çok iyidir..Rabbim zorda olana da darda olana da yardım etsin..dualarımdasınız her biriniz..
Bu güzel imkanı değerlendirmeyi unutturmasın Allahım..

Sevgili kardeşlerim bu gün size hazır olan tasarımlardan ilkini sunmak istiyorum..
Tatlı bayan Elif hanımın yepyeni blogu var :)

Blog yeni,tasarım yeni kısaca herşey gıcır gıcır Happy weekend blogunda!

Kendisine başarılar ve mutlu dakikalar geçirmesini dilerim..hasdostluklar güzel anlar seninle olsun Elif hanım..çok keyifli bir çalışmaydı dilerim severek kullanırsınız :)

Elif hanımın blogunu canlı görmek mutlaka izlemeye almak için:HAPPY WEEKEND demeniz kafidir kardeşlerim..

Kendi blogunuzu canlandırmak düzenlemek ayrı bir havaya sokmak içinse buradan bilgi alabilir:BENDE İSTİYORUM

İletişime geçmek içinse:degmesinyagliboya@gmail.com adresime yazabilirsiniz dostlar..

Çekinmeyin lütfen her tür soru öneri tavsiye veya şikayetleriniz varsa (inşaAllah yoktur) mailime bir posta ile ulaşıp bildirebilirsiniz :)

hepimiz kardeşiz canlarım güzel günler sizin olsun Allah kolaylıklar versin..

Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

16 Ağustos 2013 Cuma

Mukaddes Miras Sergisi


Sultan Ahmet meydanında ziyaret edilecek görülecek bir çok yer vardır..
Ayasofya camiisi/müzesi Yerebatan sarnıcı Gülhane parkı vs..

Bütün bu güzel yerler dört mevsim boyunca ziyaretçilerin hizmetindedirler..
Sultanahmette olup da varlığı kısa sürecek ve daha evvel saydıklarım kadar kıymetli bir mekan daha var dostlar.

Mukaddes Miras sergisi..

Her ne kadar camiilerimiz parklarımız saraylarımız kadar ziyaretçisi olmasa da,hatta duvarları örtecek boyutta panoları asılmış olsa da nedense ziyaretçi sayısı oldukça az.

Üstelik girişte ödemeniz gereken hiç bir ücret yok..

Mukaddes Miras sergisinin panoları Sultanahmet'e gittiğim ilk günden dikkatimi çekmişti lakin tadilat sebebiyle kapalıydı(!) 

2 Ağustos-2Eylül arası açık olunması gereken sergi kapalıydı..
Allaha hamd olsun ki gitmeden görmek nasip oldu ziyaret etmek nasip oldu..

Önümüz haftasonu..
Sultanahmet'e yakın olanlar bin yılda yazılan her boyda Kur'an'ı Kerim'i taşıyan el yazması mushafları ziyaret edebilir bu enfes sergiyi mutlaka kaçırmamalıdırlar.

Sizlere resimler çektim..flash kullanmadan arzu ettiğiniz kadar resim çekmekte özgürsünüz..
Özellikle İstanbulluların gidip görmesi gereken bir yer..
Zamanı da var daha..yavrularınızı mutlaka almalısınız..bu aşk görülmeye değer..




Sergi öylesine güzel kurulmuş ve düzenlenmiş ki Üstadların yazdığı mushaflardan Kur'an'i Kerim'e olan sevgiyi,aşkı,bağlılığı hemen sezebilirsiniz.




Sergide bulunan en büyük Kur'an'i Kerim..


Bu minik bir kibrit kutusu büyüklüğündeki mushaf ise sancak mushafı olma özelliğini taşımaktadır..el yazması olduğunu hatırlatmakta fayda var..


Serginin tam ortasında bir şadırvan/çeşme bulunmaktadır..arada su içen kediciklere de rastlayabilirsiniz.


Kesinlikle en çok ilgimi çeken bölüm..
Mushafların etrafında rulo kağıdı şeklindeki mushaf bu güne dek daha evvel görmediğim bir şeydi şüphesiz..
Mushafların kılıfa konup duvara asıldığını gören biri değilim okunuyor seviliyordu ancak bu şekliyle daha önce hiç görülmemiş olsa gerek.


Sergi boyunca duyulan tek şey Kur'an'i Kerim..



Haftasonu henüz planlanmış olmayanların ziyaret etmesini kesinlikle tavsiye edeceğim bir yer..
Sergiden çıkışta güneş,insanlar,kalabalık ve kısaca dünya öylesine yalancı geliyor ki insana..
Geriye dönüp sergiye ve sergidekilere sığınası hissi meydana geliyor..

Bir sonraki ziyaretim:Süleymaniye Camii

Sevgilerimle..

O K U
PAYLAŞ: Whatsapp

Recent in Recipes

SON YAZILAR