22 Kasım 2013 Cuma

Köyde Bir Gün..


Dünyanın bir çok yerinde gökyüzü hemen hemen aynı..Ülkelerinde,şehirlerinde,kasaba ve köylerinde de öyle..Kutuplarda olsun en sıcak bölgelerde olsun bu böyledir..
İşte bu güzel gökyüzü altında..değişmeyen şeyler vardır..ve her zaman uzaklarda olan ve özlenen bir köy vardır mutlaka..
Minik minik evler şirin şirin çatılar yavaş yavaş şehirlere özense de elbet asla değiştirilmeyecek şeyler de var..
Değişmeyecek ve asla büyük şehirlerde bulunup rastlanmayacak güzellikler..


Adını bilmediğim otlar,kimin yaptığı meçhul duvarlar ve o taşlardaki muhteşem renk tonları..üzerime bas üstümden geç diye davet eden patikalar..




Lale mi?..yaban laleler mi..başka bir çiçek türü mü?..fark etmez ismi..onları görünce farketmiyor isimleri gözümde..dimdik duruşları bir arada oluşları ve birlikte olup yanyana durmanın güzelliğini sunuş şekli yetti gönlüme..


Haftada bir yakılan komşuların tepsi tepsi yoğurdukları ekmeklerle neşelenen taş fırının mutluluğunu merak ettim ama..
Ekmekler pişene dek kaç kalp yoğurulur ve yaklaşır kim bilir..bunu da merak ediyorum doğrusu..miis gibi şu anda burnuma geliyor ekmeğin kokusu..


Karların çatılarda uzun süre kalmaması için özellikle tercih edilen taş türü..
-Bu taşları nerden alıyorlar,dedim.
-Dağlardan toplayıp çatılara dizerlerdi eskiden,dediler..
Bir de karla kaplanmış hallerini görmenizi isterdim..bacanın tütüşünü de bir yandan..


Herşey orada ve herşey çocukluğumdaki gibi..yaban mersinlerine bakınca küçükken isimlerini dahi bilmediğim bu güzelliğin hayatımdaki yerini anısını daima her zaman saklamak istiyorum kalbimin bir yanında..çocuklarım da görsün..çocuklarımda da anıları olsun..


Gün boyunca evden uzak gün boyunca kum toprak,aç,sıcak güneşin altında yakılan ateşin küllerine gömerek pişirdiğimiz patateslerin yanında böğürtlen mutlaka vardı..o zamanlarda ne kadar saf bir gerçeğin farkına varmışım meğer..
Doğa varsa insan açlık hissetmez asla..


Mantarara güvenip de yememek şartıyla ama :)


Ne tabak takımı ne çanak çömlek ne masa örtüsü..bir sofra bezi vardı..sayısını bilmediğim çatal-kaşıklar duvara asılmış halleri tavalar süt tencereleri..
Hepsi çivilerle sıralanmış vaziyette,ne askı ne stand ne raf...


Ama seccadelerin sayısı çoktu..seccadeler çoktu ve rengarenkti..her biri de yıpranmıştı..her birinde diz,alın ellerin izi vardı..


Eski günlerin anısına..o günlerin içinde büyümüş olmanın anısına..bu toprakların çocuğu olduğumdan olsa gerek çaktım mutfak dolaplarımın altına üç adet çengel..cezvelerimi de dizdim sırayla..


Güzel bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle..



Sevgiler ..


Blog Calismalarim
Blog Calismalarim

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

5 yorum:

  1. Sevgicim çok güzel bir post olmuş,sabah sabah içim açıldı..Lalelere,eriklere ,seccadelere kısaca ,herşeye bayıldım..Köy havası gibi var mı?

    YanıtlaSil
  2. Yine aldin bizi bizden.Goturdun uzak ozlenen diyarlara.Allah razi olsun.

    YanıtlaSil
  3. ne güzel ben de köyde olmak isterdim yıllar oldu kimsemiz kalmadı gidemedik ama çok özledim..sağol can

    YanıtlaSil
  4. Maşallah nasıl güzel bir ortam ve bunları kendi gözünüzden bize yansıtmışsın ablam. Ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil

Recent in Recipes

SON YAZILAR