29 Aralık 2012 Cumartesi

Tütün leğeni



Her yaz tatilim babannemin yanında köyde geçerdi..okulun bir an evvel kapanmasını deli gibi beklerdim..
Köyde geçen günlerim belki de hayatımın en güzel günleriydi..ama arkadaşlarımın sayısı çok azdı..
Şehirde yaşayan bir çocuk köye gidince arkadaş bulmaya çalışmaktadır..
Önündeki tatil dönemini oynayarak,paylaşarak geçirmeyi arzu eder..ben de bunun arzusunu duyuyordum..
Gel gör ki bir kaç akraba ve komşu çocuğu dışında arkadaşım yoktu benim uzun zaman..
Sosyal bir çocuktum oysa..her teklife açıktım..ama oyun teklifleri arkadaşlık teklifleri bir türlü gelmiyordu..

Bir seferinde bu durumu babannem fark etmiş yine akrabamız olan bir kız çocuğuna beni çağırmalarını aralarına almaları için ricada bulunmuştu..
O küçük kız çocuğu bütün masumyeti ve saflığı ile olumlu cevap vermiş beni evine davet etmişti..
Her ne kadar bu şekilde arkadaşlık kurmayı sevmesem de sırf babannem üzülmesin diye gitmeyi kabul etmiştim..
Tütün dizimindeydik..o zamanlar benim gibi küçük çocukların eline orta boyda plastik bir leğenin içine yemyeşil tütünler konur çocukların bir arada toplandığı eve gönderilirdi bu hem eğlenmesi hem de az bile olsa o gün toplanan tütünün bir an evvel bitmesi için yapılırdı..

Davet edildiğim eve gitmeden önce babannem orta boy plastik bir leğenin içine tütünlerimi istifledi,dizdikten sonra kolayca sıyırarak ipe geçirmemem için 3 çift tütün ipini dolayarak leğenin bir kenarına görünecek şekilde yerleştirdi..

Tütünü dizdiğimiz iğnelerden en çok beğendiğimi seçebilmem için bütün iğneleri elime verdi..
Gideceğim evde bulunan veya bulunması muhtemel çocukların arasında nasıl davranmam gerektiğini,olumsuz veya hoşuma gitmeyecek bir söz karşısında nasıl tavır takınacağımı bir bir hem özetli hem de örnekli bir şekilde anlattı..
Kısaca gideceğim evde bulunan çocukların arasında benim kötü hissetmeme sebep olacak her şeyin önlemini almış oldu..

Babannemin evinden çıktığım andan itibaren beynimde sayısız senaryolar kurdum..
Bu çocukların arkadaşlığını istiyordum..gerekirse hakarete maruz kalsam bile aşırı tepki vermeyecektim..gerekirse yanıma aldığım boya kalemlerimi dahi gösterecek hatta 12 adet oldukları için yarısını hediye edecek yaz boyunca 6 adet boya kalemi ile resim çizecektim..

Köyde satılan kırtasiye malzemelerin sayısı ve seçeneği az miktardaydı o zamanlar..şehirden gelenlerin elinde yeni ve köyde bulunup satılmayan bir şey görüldüğü zaman ilgi çok büyüktü..

Evet..gerekirse onlara benimle arkadaş olmaları için boya kalemlerimin yarısını hediye edecektim...

Eve yaklaştım..kapılar eskiydi..yani çatlakları vardı..eminim içeride oturanlar kapıya gelen kişiyi fark edebilirdi..eminim,güneşi örteceği için kapıdaki gölgeyi farkedebilirlerdi..

Farkedemeseler dahi kapının minik minik delikleri vardı..oraya dayadığım gözümü görebilirlerdi..
Kapıya iyice yaklaştığımda içerideki konuşmaları işittim..senaryolarımın kurgusu bir an bile kesilmedi..

Hem çekiniyor hem utanıyordum..aslında babannemin hatrına gittiğimi çokça tekrarladığımı hatırlıyorum..
Bir elimle belime dayadığım plastik leğeni ve tütün iğnesini tutuyor diğer elimle kapıyı çalıyordum..

Kapıya ilk vuruşum zayıftı..içerideki sesleri kesecek kadar zayıf..
Duyulmadı işitilmedi düşüncesiyle bir kez daha ama bu sefer biraz daha hızlı vurdum kapıya..

İçeriden kesik kesik gülüşmeler işittim..

Üçüncü kez kaldırarak elimi kapıyı tam vuracakken elimi açarak avuç içimi kapıyla birleştirdim.. gözümü küçük deliklerden birine koyarak içeriye baktım..

Herkes oradaydı..gitmiş değillerdi..

Kimbilir belki de ses vermeyişlerinin sebebi işaret parmağını dudaklarına dayayan,gözleri kurnazlık ve kötülükten pırıl pırıl parlayan o küçük kız çocuğuydu..

................................................................................................................................................................

Eve dönüş sebebim gittiğim evde hiç kimsenin olmayışıydı..
Yalan değildi..orada hiç kimse yoktu..yaşıtım olan kız çocukları,onların anneleri yoktu orada..
Ben orada beni gören beni anlayan hiç birini görememiştim çünkü..

Bu olayı hayatım boyunca hiç unutamadım..iki çocuk annesi olan o kız çocuğunu her görüşümde artık gözlerinde kurnazlık ve kötülük değil..karşımda olduğu sürece çırpınan yok olmayı arzulayan kocaman bir utanç ve pişmanlık görüyorum..









Blog Calismalarim
Blog Calismalarim

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

10 yorum:

  1. Merhaba Bloğuna bayıldım. Yeni yıl için şık bir çanta hediye ediyorum. Çekilişime beklerim.

    http://www.gecekiyafeti.com/2012/12/yeni-yilin-ilk-hediyesi-bizden.html

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir kereye mahsus yayınladım duyurunu canısı..ne zaman istersen duyurunu bildirebilir sağ tarafta yer verdiğim duyurular bölümüne ekleyebilir etkinliğin süresince orada tutabiliriz..sevgiler.

      Sil
  2. Ne güzel anlatmışsın arkadaşım. İçim buruldu be sonunu böyle hayal etmemiştim. Vay yaramaz tilki vay...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burcucum..çocuklar bazen çok sert olabiliyor..ama peki ya o anneler?
      Sevgiler canım.

      Sil
  3. Cok üzülmüşsündür eminim, hala ezilen bir muhattap olması ise çocukça bir sevinç bırakıyor insanın içinde

    YanıtlaSil
  4. İNSAN BAZI ANILARI HİÇ UNUTMUYOR DEĞİLMİ
    CANIM BENİM
    HAYIRLI AKŞAMLAR

    YanıtlaSil
  5. ne güzel yazmıssın canım..o da anlamıştır artık bişeyleri..ama çocukluk sonucta :)

    YanıtlaSil
  6. Dün keşfettim burayı ve çok mutlu oldum. Blogumda yapmak isteyip de yapamadığım bir sürü şeyi gerçekleştirdim sayenizde. Çok çok teşekkürler. Her zaman takipte olacağım. Hatta ilerde blogumun tasarımını da ellerinize emanet etmeyi düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  7. Çok etkilendim Sevgim...
    Benim de var böyle acıtan anılarım:(
    Anlatırım belki bir gün...
    Ama senin hikayenden farklı olur kanımca...
    Çünkü ben canımı acıtanları bir daha görme şansına hiç sahip olmadım.
    Bilmiyorum ne halde olduklarını...
    Selam,sevgi ve dua ile....

    YanıtlaSil
  8. Bende çocukluğumu annanem ve dedem yanında Giresun'da geçirdim ..
    her yaz tatilinde gittğim tek adresti..
    Ben hatırlarken sen kadar mutlu olamıyorum :(
    Hatta bazen anne babama kızıyorum okadarcık kız çocuğunu nasıl yaşlı insanların yanına bırakabildiniz die..
    Çocukluğumu anımsayınca birden agresifleşiyorum sırf bu sebebten.. :(

    Anı'n yazın paylaşırken ki kattığın duygular hoştu zevkle okudum..
    Boya kalemi o yaşta bi çocuk için servetten daha değerlidir bilirim :)
    Aynen bizim köydede boya kelemini bırak normal kalem bile zordu dedem kurs hocası olduğundan öğrencilerin tükenmez kalemlerinden getirirdi bana :D

    YanıtlaSil

Recent in Recipes

SON YAZILAR