2 Aralık 2012 Pazar

Oduncu




Üç ay sürmüştü ormana gidişleri..
Her sabah gün doğar doğmaz kahvaltısını eşinin elinden yer,bir fincan kahve içip baltayı sırtına vurarak ormanın yolunu tutardı..güneşin batışına dek balta sallar,ter döker kesilecek olan odunları anlaşmış olduğu alıcıya vaktinde teslim etmek için büyük gayretler içerisindeydi..
Üç ay boyunca bu böyle devam ett..
Eve her gelişinde benzi çekilmiş yorgunluk omuzlarına oturmuş beli baltayı savurmaktan kaldırmaktan gövdesini taşıyamaz hale gelmişti artık..ne var ki sözleştikleri odun miktarı artık kesilmiş,bağlanmış hazırlanmış ve teslim edilecekti sabah..
Üç ay boyunca yoğun çalışmanın zahmetin bu büyük gayretin karşılığını almak bir nebze de olsa onun kalbini dinlendirmiş yorgunluğun bir kısmını almış uyuyan çocuklarının başını okşadıktan sonra ışığı söndürüp yatağına rahat ve huzurlu yatmasına sebep olmuştu..
Günün ilk ışıklarıyla sözleştiği adamın çiftliğine giderek eline uzatılan kağıdı 'oku'dercesine tutturdular..
-Odunları satın alacak olan firma iflas etmişti,bir çok çalışan ve anlaşmalı olduğu şahıslar ödemelerinin ne zaman gerçekleşeceğine dair hiç bir bilgi bulunmadığını,devletin bu işe bağlı olduğu için de dava başlatılarak sonuçlanmasına dek hiç bir işlemin ve ödenmenin mümkün olmadığını,okudu..

Kağıdı uzatan adama baktı,sonra kağıda bir daha baktı sonra yazılanları bir daha okudu..belki yanlış okumuştu,belki de yanlış anlamıştı okuduklarını belki yazılanların başında değil de sonlara doğru farklı bir şeyler vardı..umutlarına karşılık verebilecek satırları aradı..duraksadı,satırlara baktıkça okumak istediklerini kağıda yansıttı hayali..
Ama emindi okuduklarından ve biliyordu yaşanacakları...

Eve ulaştığından karısı bakkaldaki borçtan söz etti,kızları okula ders götüremediklerini,defterlerinin ve kalemlerinin tükendiğine dair sitem ettiler....bakkalın ve çocuklarının onlara kibirli karışık tavırlarından sızan iğneleyici ve aşağılayıcı sözlerden ve hakaretten bahsettiler istemeye istemeye..kahve içmek istemişti oduncu ama kahve bitmişti çay içmek istedi ama şeker bitmişti...neden almadın sorusuna başka türlü yanıt veremeyeceğini düşünmüştü eşi,yoksa onu hiç üzer miydi?..hem de böyle bir günde..aralarına kısa bir sessizlik karıştı,sandalyeyi çekip oturdu sanki masaya..bakıştılar,konuştular sessizlite..her şey daraltıyordu yaşantılarını,en temel ihtiyaçlarını dahi alamayacak kadar zor bir durumda ucu ve sonu bilinmeyen bir yokuşa tırmandıklarının farkında varmanın acısını yudumladılar....

Günler sonra oduncunun kızı bakkala öğretmenin teklifi üzerine defter almaya gittiler..defterler öğretmenin küçük kızlara hediyesi olacaktı ve tebeşir ihtiyacı olduğundan tebeşiri küçük kızlar hediye edecekti..böylece her iki taraf da memnun bir şekilde bakkalın yolunu tuttular..

Kızlar bakkalın önünde bakkalın çocuklarını görünce içeriye girmek istemediler,dışarıda beklemeyi teklif ettiler..öğretmenleri hemen döneceğini söyleyerek bakkala girdi..
Bakkalın çocukları kızlara yaklaşarak aralarında küçük kızların borçlarından bahsetmeye başladılar..daha da ileriye giderek kızların babalarını aşağılayıp hakarette bulundular..

Öğretmeni bekleyemediler..bir an evvel eve ulaşmak ahıra saklanıp kimsenin görmeyeceği ve duymayacağı bir köşede saadece ağlamak istediler..

Oduncu atını bağlamak için ahıra girdiğinde hıçkırıkları işiterek kızları fark etti..onlara yaklaştı..bu halin sebebini sorunca kızlardan biri:
Bakkalın çocukları sana hakaret ettiler baba,seni aşağıladılar..senin sürekli terli olduğunu ve pis koktuğunu söylediler..
Ahırları temizlediğin için sürekli kirli dolaştığını ve hiç yıkanmadığını söylediler..

Kızlar babalarının yüzüne bakarak dudaklarından çok kalbinden kopan şu sözleri işittiler..

Oduncu derin bir iç çekerek ''Terlemek insanın gövdesini kirlerden arındırır,vucüttaki pislikleri ve zararlı maddeleri dışarıya atar,terlemek kokar bazen ama terlemek günahlar gibidir kızlarım,günah işleyen her insan üzerinde sevilmeyen haller ve kokular taşıyabilir insanlar bunu fark edince ondan uzaklaşmak isteyebilir kendisi de rahatsız olur incinir kaçmalarından uzaklaşmalarından böylece günahlardan kurtulmak için çaba sarf eder,kendini Allah'ın huzurunda temizlemek ister çevreye tekrar katılmak sevilmek ister,bu tür terlemeler kutsaldır..nasıl ki benim sizin ihtiyaçlarınızı karşılamak ve ailemizin borçlarını ödemek için her işi yapmayı göze alışım kutsal olduğu gibi''.. dedi..


Hayırlı pazarlar...






 ..



Blog Calismalarim
Blog Calismalarim

”Bu Dünyada Çiçeklere Bakmak İçin Cehennemin Çatısında Yürüyoruz,Haydi Gelin,Çatıya Çıkalım!”

12 yorum:

  1. Önce Melek,sonra sen..
    Gözyaşlarımı tutamıyorum şuan.
    Bu kadar mı ağlayasım varmış,bilemedim..
    Alınacak çok ders,gidilecek çok yol var..
    Rabbim hayırlarla karşılaştırsın,hayırdan ayırmasın..
    Muhabbetle can..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağlamak güzeldir..kaplten akan yaşlar ise yumuşatır insanı..
      Acı vermesin Rabbim..sevgiler bitanem..

      Sil
  2. :(
    sevilenden olan hersey degerlidir kutsaldir kalemine yüregine saglik nurum


    aglama zel,dualarina amin amin

    YanıtlaSil
  3. Yüreğine sağlık canımm,
    o babanın terleri kızlara mis kokar,evlatları ve ailesi için çabalayan insanların pis kokuları evlatlara mis gelir.

    Öptüm yüreğinden...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalışmayan terleyenin kokusunu ağır kirini pis görür ama seven için öyle mi?..sevgiler bitanem teşekkür ederim senin kadar olamam anlatamam..

      Sil
  4. CANIM BU NE GÜZEL BİR KISSA
    ÇOK DUYGULANDIM GERÇEKTEN TEŞEKKÜRLER BU GÜZEL PAYLAŞIM İÇİN
    HAYIRLI GECELER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim ablacım güzel gören gözlerinden ellerinden öperim.

      Sil
  5. Alın terinin değeri neyle ölçülebilir ki?
    Ama alınteri dökmeyen, nasıl kıymet bilsin!

    Bir de sevdiğinin kokusu, istediği kadar
    kötü olsun sevene misk-i amber gelir:-)

    YanıtlaSil

Recent in Recipes

SON YAZILAR